Améry, intiharı bir çaresizlik eylemi olarak değil, aksine, insanın kendi varoluşu üzerindeki sahici egemenliğinin nihai ifadesi olarak değerlendiriyor. Kendi yaşamını sona erdirme kararını özgürlüğün en saf şekli olarak sunarken, yaşam ile bireyin kendi kaderini belirleme özgürlüğü olan istemli ölümü mantıksal açıdan karşılaştırıyor.
Bu başına buyruk metni varoluşçu ya da psikanalitik bir temelden değerlendirmek güç. Üstelik Améry’nin bu yaklaşımların intihara dair kavramsal analizlerini delik deşik ettiği bir durumda daha da güç. Bu nedenle iki yıl sonra gerçekleştireceği eylemi belki de çoktan kafasına koymuş bir yazarın sahiciliği olarak okunması gereken İstemli Ölüm, çağımızın bireysel ve toplumsal varoluş krizlerini anlama yolunda, derin bir farkındalık sunan nadir eserlerden biri.
(Tanıtım Bülteninden)