Brendel’in Salı günü Londra’daki evinde yaşamını yitirdiği açıklandı.
Beethoven ve Schubert yorumlarıyla tüm dünyada saygı kazanan Brendel, altmış yılı aşan kariyeri boyunca yalnızca bir icracı değil, aynı zamanda derin bir düşünür ve entelektüel olarak da öne çıktı.
Kendi Kendini Yetiştiren Bir Dahi
5 Ocak 1931’de, bugün Çekya sınırları içinde kalan Moravya’da dünyaya gelen Brendel, çocukluk yıllarını Hırvatistan ve Avusturya’da geçirdi. Müzikal bir geçmişi olmayan bir ailede büyüyen Brendel, müzikle kendi çabasıyla bağ kurdu.
2012 yılında Verbier Festivali’nde verdiği röportajda, “Sanatla ilişkisi olmayan bir çevrede büyüdüm. Birçok şeyi deneme-yanılma yoluyla kendim keşfetmek zorunda kaldım,” sözleriyle bu yönünü dile getirmişti.
Gençliğinde piyano ve kompozisyon dersleri almış olsa da, 16 yaşından sonra düzenli bir öğretmeni olmadı. Kendi deyimiyle bu durum, “yavaş ama doğal bir öğrenme süreci”ydi.
Beethoven Sonatlarına Adanmış Bir Ömür
17 yaşında Graz’da verdiği ilk resitalle müzik kariyerine adım atan Brendel, özellikle Beethoven’ın eserlerine getirdiği yorumlarla tanındı. Bestecinin 32 piyano sonatını üç kez kaydetti; bu sonatları 1983’te New York’taki ünlü Carnegie Hall’da bir ay boyunca seslendirdi. 1990’lı yıllarda da üç sezon boyunca aynı salonda Beethoven yorumlarına devam etti.
1999’da Le Monde’a verdiği bir röportajda, “Beethoven’la çalışmak ömür boyu süren bir yolculuktur. Her tekrar, yeni bir keşif alanı sunar,” ifadelerini kullanmıştı.
Mozart, Schubert, Haydn ve Liszt gibi diğer klasik ustaların eserlerine getirdiği yorumlarla da sayısız övgü aldı. Brendel, yalnızca piyanist kimliğiyle değil, aynı zamanda derin analizleri ve eğitimci yönüyle de meslektaşları arasında “müzisyenlerin müzisyeni” olarak anıldı.
Onursal Doktoralar ve Emeklilikte Yazarlık
1971’den itibaren Londra’da yaşamını sürdüren Brendel, kariyeri boyunca 10 Grammy adaylığı kazandı. Oxford, Cambridge, Yale ve Juilliard School gibi prestijli kurumlar tarafından toplamda 23 onursal doktora unvanıyla ödüllendirildi.
2008 yılında, Viyana Filarmoni Orkestrası ile sahneye çıkarak konser kariyerine resmen veda etti.
Müziğin yanı sıra şiire ve yazınsal üretime de ilgi duyan Brendel, emeklilik yıllarında kaleme aldığı denemeler ve şiirlerle edebiyat dünyasında da kendine yer açtı. 2004’te yayımlanan Cursing Bagels adlı şiir kitabı, onun çok yönlü sanatsal kişiliğinin bir yansıması olarak öne çıktı.
2012’deki bir konuşmasında, “Eskiden çifte bir hayatım vardı: Hem konser piyanistiydim hem de yazan, ders veren ve şiir okuyan bir edebiyatçı,” diyerek müzikle edebiyatı nasıl iç içe yaşadığını ifade etmişti.
Brendel, ardında yalnızca kaydedilmiş notalar değil, düşünen, hisseden ve sorgulayan bir müzik anlayışını da miras bıraktı.