Bu karar, edebiyat dünyası ve kültür gazeteciliği açısından önemli bir darbe olarak değerlendiriliyor.
Karar, geçen hafta Media Nation yazarı Dan Kennedy tarafından duyuruldu. Kennedy’nin aktardığına göre, AP’nin serbest yazar kadrosuna gönderilen dahili bir notta, kitap eleştirilerinin artık sürdürülebilir olmadığı belirtildi. Notta şu ifadeler yer aldı:
“Maalesef kitap eleştirilerine olan ilgi oldukça düşük ve bu yazıların planlanması, koordine edilmesi, yazılması ve düzenlenmesi için harcanan zamanı artık karşılayamıyoruz. AP, kitapları haber değeri taşıdığı sürece haberleştirmeye devam edecek, ancak şimdilik bu içerikler yalnızca kadrolu çalışanlar tarafından hazırlanacak.”
Yerel Basın Etkilenecek
Publishers Lunch tarafından yapılan değerlendirmede, AP editoryal kadrosunda herhangi bir değişiklik yapılmadığı belirtildi. Bu durum, alınan kararın bir küçülme hamlesi olduğuna işaret ediyor.
Bu gelişme, kitap eleştirisinin genel görünümünü olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Zira AP’nin kitap eleştirileri, tarafsız ve geniş kitleye hitap eden yapısıyla özellikle yerel gazeteler tarafından sıkça kullanılıyordu. Kendi edebiyat bölümü olmayan küçük yayınlar, AP’nin sunduğu içeriklerle okurlarına kitap tanıtımları sunabiliyordu. Bu hizmetin sona ermesi, birçok küçük medya kuruluşunun edebiyata dair içerik üretimini de durdurmasına neden olabilir.
Eleştirmenlik Krizde mi?
Bu haber, son dönemde kültür sanat gazeteciliğinde yaşanan daha geniş çaplı değişimlerin bir parçası olarak görülüyor. The New York Times, 2025 yılı başlarında tiyatro eleştirisi yaklaşımını yeniden şekillendireceğini duyurmuş, geleneksel incelemelerin yerine farklı formatlara odaklanacağını açıklamıştı. Gazetenin canlı sanatlar üzerindeki vurgusunun azaldığı da bu sürece eşlik etmişti.
Medyadaki bu yön değişiklikleri, dijital çağda yeni nesil okuyuculara ulaşma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ancak sanat eleştirisinin, sağlıklı bir kültürel ekosistemin temel bileşeni olduğuna inananlar için bu durum kaygı verici. Derinlemesine analizlerin yerini, sosyal medyada kolayca paylaşılabilen kısa içeriklerin alması, kültürel değerlendirme biçimlerinin yüzeyselleşmesi anlamına geliyor.