Türk edebiyatının iki önemli ismi Nâzım Hikmet ve Yahya Kemal arasındaki ilişki, edebiyat çevrelerinde her zaman merak konusu olmuştur. Bu ilişki, özellikle Nâzım Hikmet’in hocası Yahya Kemal’in vefatı üzerine yazdığı bir mektup ile farklı bir boyut kazanmıştır.
Nâzım Hikmet ve Yahya Kemal’in yolları, Nâzım’ın gençlik yıllarında kesişmişti. Yahya Kemal, Nâzım’ın hocası olmuştu. Ancak bu ilişki, Nâzım’ın annesi Celile Hanım ile Yahya Kemal arasında yaşanan duygusal yakınlık nedeniyle karmaşık bir hal almıştı. Nâzım’ın bu duruma tepki göstermesiyle Yahya Kemal ve Celile Hanım arasındaki ilişki sona ermişti.
Yıllar sonra, Nâzım Hikmet’in Yahya Kemal’in vefatı üzerine duyduğu üzüntüyü dile getirdiği bir mektup ortaya çıktı. 1 Kasım 1958’den kısa bir süre sonra yazdığı mektupta Nâzım, o dönemki eşi Münevver Hanım’a hissettiklerini anlatıyordu.
Mektupta Nâzım Hikmet, Yahya Kemal’in ölüm haberini radyodan duyduğunu ve derinden etkilendiğini belirtiyordu. Yahya Kemal’i “büyük şair” ve “hocaların hocası” olarak tanımlayan Nâzım, onun ölümünün ardından uzun süre uyuyamadığını ifade ediyordu. Mektubunda, “Yahya Kemal gençliğimdi biraz da,” diyerek hocasına duyduğu saygıyı dile getiriyordu.
Nâzım Hikmet, mektubunda telgraf çekmek istediğini ancak kime çekeceğini bilemediğini vurguluyordu. Bu durum, o dönemdeki sürgün hayatının ve yaşadığı yalnızlığın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Mektubun devamında, Yahya Kemal’in ölümünden duyduğu acıyı unutmak için çalışmaya başlayacağını, senaryo yazacağını belirtiyordu.
Nâzım, mektubunu eşine duyduğu özlem ve sevgi sözleriyle sonlandırıyordu. “Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır,” diyerek Münevver Hanım’a olan bağlılığını ifade ediyordu.