Ahmet Ümit’in ses getiren romanı Patasana, yayımlanışının 25. yılını kutluyor. Yapı Kredi Yayınları, bu özel yıldönümü için Patasana’nın 25. yıla özel bir baskısını okurlarla buluşturdu.
Romanın tanıtım metninde şu ifadelere yer veriliyor:
“Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım.”
Fırat kıyısında yapılan bir kazıda, yerli ve yabancı arkeologlardan oluşan bir ekip, Geç Hitit dönemine ait çiviyazısı tabletler keşfeder. Bu tabletler, yaklaşık 3000 yıl önce saray yazmanı Patasana tarafından yazılmıştır. Arkeologlar tabletleri çözdükçe, Anadolu’nun çok kültürlü ve çalkantılı geçmişine ait sırlar gün yüzüne çıkar. Ancak, işlenen yeni cinayetlerle birlikte tarih yeniden tekerrür etmeye başlar. Patasana, hem yapısı hem de konusu itibarıyla özgün bir eserdir ve iki farklı zaman diliminde akmaktadır. Ahmet Ümit’in 2000 yılında yayımlanan dördüncü romanı olan Patasana, Türkiye’de yazılan ilk arkeolojik polisiye roman olarak edebiyat tarihinde önemli bir konuma sahiptir.
Ahmet Ümit, romanıyla ilgili olarak şunları dile getiriyor:
“Çünkü bir romancının asıl malzemesi insan denen bu tuhaf mahluktan başka bir şey değildi. Üç bin küsur yıl önce yaşayan biri nasıl âşık olur, nasıl ihanet eder, nasıl kahramanlık gösterir, nasıl intikam alır, yani o kadim zamanlarda yaşayan insanla bugünkü insan arasında ne tür düşünsel, duygusal, dürtüsel farklar vardır? İşte beni ilgilendiren buydu. İnsanı tarihsel zaman içerisinde kıyaslayarak anlatmak. O yüzden hem geçmişte hem de günümüzde geçen olaylar silsilesinden oluşan bir roman yazmalıydım. Öyle de yaptım, romanımı günümüzde Kargamış antik kentinde yapılan bir kazıyla başlattım, üç bin küsur yıl önce yazılmış tabletlerin bulunmasıyla sürdürdüm. Yani geçmiş ve bugün aynı romanın içerisinde yer almaya başlamıştı.”