HP, 14 ülkeden 18.200 çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği 3. HP İş İlişkileri Endeksi’ni (WRI) yayınladı. Bu kapsamlı küresel araştırma, dünya genelindeki çalışanların işleriyle olan ilişkilerine dair duygularını inceliyor. WRI verileri, iş yerindeki memnuniyet düzeyinin tarihin en düşük seviyelerine gerilediğini gösteriyor.
Araştırmaya göre, bilgi çalışanlarının yalnızca küçük bir bölümü işleriyle sağlıklı bir bağ kurduğunu ifade ediyor. Türkiye’deki oran, küresel ortalamaya yakın seyretmekle birlikte, çalışanlar üzerindeki baskı hissi belirgin bir şekilde hissediliyor. Ancak, bu durum umutsuz bir tablo çizmiyor. Doğru bilişim teknolojileri hamleleri ve net öncelikler belirlenerek, kurumlar çalışan deneyimini hızla iyileştirebilirler.
Küresel ölçekte, bilgi çalışanlarının yaklaşık beşte biri işine güçlü bir bağlılık hissediyor ve bu oran geçen yıla kıyasla düşüş göstermekte. Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu; oran daha yüksek görünse de, çalışanların çoğu artan iş yükünden ve şirketlerin insandan ziyade kâra odaklanmasından şikayetçi. İş liderlerinin önemli bir kısmı da bilişim teknolojilerini çalışan deneyimi stratejilerine yeterince dahil etmiyor. Bu kopukluk, kurumların hem güven hem de bağlılık konusunda kayıplar yaşamasına neden oluyor. Ancak veriler, doğru teknolojik yatırımların bu olumsuz trendi tersine çevirebileceğini de işaret ediyor.
Çalışanların iş ilişkilerinden duydukları tatmini etkileyen beş temel unsur bulunmaktadır: zaman, ekip, yetkinlik, kontrol ve yaratıcılık. Çalışanlar, çalıştıkları saat sayısından ziyade bu saatlerin nasıl değerlendirildiğine odaklanıyor. Anlamlı işlere zaman ayırmak, işbirliği yapmak, beceri geliştirmek, karar alma süreçlerinde söz sahibi olmak ve yaratıcılığı desteklemek tatmini artırıyor. Türkiye’de özellikle yetkinlik kazanımı ve gelişim fırsatları ön plana çıkıyor. Katılımcılar, bu beş alana günlerinin sadece yarısını ayırabildiklerini belirtiyor. Bu açığı kapatmak için kurumların somut adımlar atması gerekiyor, çünkü takdir eksikliği, güncelliğini yitirmiş araçlar ve tekrar eden rutinler motivasyonu olumsuz etkiliyor.
HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, bilgi çağında çalışanların işlerinden tatmin olmalarının giderek zorlaştığını ve liderlerden değer görme beklentilerinin arttığını vurguluyor. Türkiye’deki araştırmalar, yetkinlik geliştirme ve kariyer ilerlemesinin yanı sıra çalışanların sorunsuz bir dijital deneyim arayışında olduklarını gösteriyor. Gelişmiş dijital çalışma ortamları sayesinde çalışanlar daha bilinçli kararlar alabilecek, düşük etkili işleri teknolojiye devrederek yüksek etkili işlere odaklanabilecekler.
Araştırmanın sonuçları, bilişim teknolojilerinin çalışan deneyimini iyileştirmede kritik bir role sahip olduğunu ortaya koyuyor. Modern cihazlar, akıllı güvenlik çözümleri, istikrarlı bağlantılar ve basitleştirilmiş uygulamalar, günlük iş akışındaki sorunları azaltarak çalışanların kontrol hissini artırıyor. Bilişim teknolojilerini stratejik bir ortak olarak görmek, sadece verimliliği değil, aynı zamanda bağlılığı ve yetenekleri elde tutmayı da destekliyor. Kurumlar bunu bir altyapı yatırımı olarak değil, doğrudan insan deneyimine yapılan bir yatırım olarak görmelidir.
Her on bilgi çalışanından dördü, yapay zeka destekli araçları günlük işlerinde kullanıyor. Bu araçlar, toplantı hazırlığından doküman özetine, rutin raporlamadan yardım masasına kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor. Yapay zeka, çalışanların analitik ve yaratıcı görevlere odaklanmasını sağlayarak ekiplerin hızını artırıyor, hata payını azaltıyor ve karar verme süreçlerini iyileştiriyor. Ancak, deneyimi iyileştirirken güvenlik ve şeffaflık ilkelerinin korunması büyük önem taşıyor.
Araştırma, binlerce bilgi çalışanı, bilişim teknolojileri karar vericisi ve iş lideriyle yapılan görüşmelerle kapsamlı bir şekilde gerçekleştirildi. Türkiye’deki çalışanlar, daha fazla yetkinlik, daha görünür takdir ve sorunsuz bir dijital deneyim talep ediyor. Kurumlar, anlamlı işlere ayrılan zamanı koruyarak, teknolojik zorlukları azaltarak ve gelişim fırsatları sunarak bağlılık düzeyini artırabilirler. Güçlü ürün portföyü ve modern bilişim teknolojileri yaklaşımı, çalışanların işlerine yeniden bağlanmasını sağlayarak şirketlerin sürdürülebilir performans elde etmesine katkıda bulunabilir.