Ferzan Özpetek’in yönetmenliğini üstlendiği “Elmaslar” (Diamanti/2024) filmi, yönetmenin kariyerinde bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Özpetek’in ilk kez oyuncu olarak yer aldığı bu yapımda, İtalyan sinemasının 18 ünlü kadın oyuncusu rol alıyor. Film, gösterime girdiği 63 ülkede büyük ilgi gördü ve İtalya’da 2024’ün en çok izlenen filmi olarak kayıtlara geçti, aynı zamanda yönetmenin kariyerindeki en çok izlenen yapımı oldu.
“Elmaslar”ın senaryosu, Özpetek, Carlotta Coradi ve Elisa Casseri işbirliğiyle kaleme alındı. Film, dünya üzerindeki tüm kadınlara bir saygı duruşu niteliğinde. Özpetek, bu projeyi on yıl boyunca kadınlara odaklanan bir film yapma fikriyle şekillendirdi ve asistanlık dönemindeki deneyimlerinden ilham aldı.
Filmin açılışı, günümüzde yönetmenin evinde gerçekleşen senaryo okumalarıyla başlar. Ardından, izleyici 1970’lere, iki kız kardeşin işlettiği Canova Kostüm Evi’ne götürülür. Alberta ve Gabriella karakterleri arasındaki zıtlık dikkat çeker. Alberta işine odaklı ve güçlü bir duruş sergilerken, Gabriella daha içe dönük ve hassastır. Kostümlü tarihi bir film için sipariş alınmasıyla birlikte, atölyede yoğun bir çalışma başlar. Özpetek’in asistanlık yıllarında terzi atölyelerinde edindiği deneyimler, Umberto Tirelli, Piero Tosi gibi isimlerle tanışmaları ve yönetmenlerle, aktrislerle kurduğu ilişkiler, öyküye yansıtılarak gerçeklikle kurgu iç içe geçirilmiştir. Bu sayede izleyici büyüleyici bir yolculuğa çıkarılır. Filmde, birlikte çalışma, paylaşım, dayanışma ve yaratıcılıkla kostümlerin dikilmesi vurgulanır. İletişim, bakışlar, sessizlik, beden dili ve yakın planlarla sağlanır.
Işık, renk ve detayların önemi, filmin her sahnesinde kendini gösterir ve her plan adeta bir tablo niteliğindedir. Görsel estetik ve aydınlatma oldukça başarılıdır. Diyaloglar, detayların etkileşimi, yaslar, platonik aşklar, gizli ilişkiler, hayal kırıklıkları ve pişmanlıklar etkileyici bir şekilde yansıtılır.
Oyuncular arasındaki uyum dikkat çekicidir ve her rol, büyüklüğüne bakılmaksızın değerlidir. Kostüm tasarımcısı Stefano Ciamitti’nin tasarladığı kostümler olağanüstüdür. Film, tutku, yalnızlık, kaygı, kayıplar, gerçeklik, rekabet, kardeşlik, dayanışma, coşku, heyecan, paylaşma, sevgi ve insana ait diğer duyguları içerir. Kutlama yemeği sahnesi ve final bölümü oldukça etkileyicidir. Giuliano Taviani ve Carmalo Taviani’nin “Diamanti” teması ile Mina ve Patty Pravo’nun şarkıları filmle bütünleşir. Luisa Ranieri, Jasmine Trinca, Geppi Cuccari, Anna Ferzetti, Milena Mancini, Paola Minaccioni, Lunetta Savino, Vanessa Scalera, Carla Signoris, Kasia Smutniak, Mara Venier ve Milena Vukotic gibi isimlerin yer aldığı “Elmaslar”, Mariangela Melato, Virna Lisi ve Monica Vitti’ye adanmıştır. Ferzan Özpetek, herkesin özlem duyduğu nostaljik, insan ilişkilerini ön plana çıkaran, geçmişin etik değerlerini hatırlatan ve kadınların dayanışmasını, emeğini ve gücünü yücelten benzersiz bir film ortaya koymuştur.
Ayrıca, 43 yıl sonra Tron serisi yeniden izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Steven Lisberger’in 1982 yapımı “Tron” filmi, internetin ve sanal dünyanın henüz yaygın olmadığı dönemde insanlı video oyunu tasarımlarını siber evrene taşımış ve kült bir bilimkurgu yapımına dönüşmüştü. Joseph Kosinski’nin 2010 yapımı “Tron 2” filminde ise internetin varlığı hissediliyordu. İlk iki filmde ana karakter Kevin Flynn, Alice Harikalar Diyarında’daki gibi aynanın içinden geçerek sanal dünyaya adım atıyordu.
Şimdi ise Joachim Ronning yönetmenliğinde Tron serisi, Z kuşağı için geri dönüyor. Yönetmen, özgün filmin vizyoner evrenine saygı duruşunda bulunmak istediğini belirtiyor. Bu kez sanal dünya, gerçekliğimize giriyor. İki büyük şirket olan Encom ve Dillinger Systems arasında dijital bir silahlanma yarışı yaşanıyor. Dillinger, iki dünya arasında bir köprü kurmak ve geleceği kontrol etmek amacıyla en gelişmiş güvenlik programı olan kusursuz asker Ares’i yaratıyor. Encom ise gerçek dünyaya geçen programların ömrünün yalnızca 20 dakika olması sebebiyle kalıcılık kodunu aramaktadır.
Filmde, Jared Leto, Greta Lee, Evan Peters, Gillian Anderson ve Jeff Bridges gibi oyuncular yer alıyor. Hem nostalji arayan hem de aksiyon ve heyecan arayan gençlerin beğenisini kazanacak olan “Tron: Ares”, kontrolle olan ilişkimizi, yapay zekanın aşırı kullanımını ve yarattıklarımızın bize karşı dönmesinden duyduğumuz korkuyu ustalıkla sergiliyor.