Güneş Sistemi’nden geçen gizemli yıldızlararası cisim 3I/ATLAS, son görüntülerde hem şekil hem de renk değiştirerek bilim insanlarını şaşırtıyor. Avusturyalı astronomlar tarafından elde edilen görüntüler, daha önce kırmızımsı bir parıltıya sahip olan cismin artık yeşile döndüğünü gösteriyor. Bu değişimlerin olağan dışı olduğu ve mevcut kuyruklu yıldız modelleriyle tam olarak açıklanamadığı belirtiliyor.
Astronom Michael Jager, tam Ay tutulması sırasında Namibya’nın karanlık gökyüzünden 3I/ATLAS’ın detaylı bir görüntüsünü yakaladıklarını ifade etti. Mavi, yeşil ve kırmızı ışıkta alınan çoklu pozları birleştirerek kuyruklu yıldızın gaz açısından zengin komasını net bir şekilde gözlemlediklerini ekledi.
Ekibin yayımladığı verilere göre, cismin etrafındaki ışık bulutu (koma), Güneş’ten uzaklaştığında daha hızlı büyüyor, Güneş’e yaklaşırken ise yavaşlıyor. Araştırmacılar, bu değişimin cismin yüzeyinde parlak buz parçacıklarının salınmasından kaynaklandığını düşünüyor. 3I/ATLAS, 19 Aralık 2025’te Dünya’ya en yakın konumuna ulaşacak ve bu mesafe yaklaşık 270 milyon kilometre olacak. Bu, Dünya ile Mars arasındaki mesafeye denk geliyor.
Harvard fizikçisi Avi Loeb, cismin devasa boyutu, aşırı parlaklığı ve belirgin kuyruğunun olmayışı gibi nedenlerle 3I/ATLAS’ın “yapay bir sonda” olabileceğini savunuyor. Ancak Avusturyalı astronomlar, görüntülerinde komanın açıkça görüldüğünü vurgulayarak bu iddiayı reddediyor. Jager, Hubble’ın belgelediği kuyruğun çok büyümediğini, sadece biraz daha parlaklaştığını belirtiyor. Eylül başında gaz bakımından zengin kuyruklu yıldızların aktif hale geldiği eşiğin aşıldığını, 28 Ağustos’ta kuyruğun parladığını ve birkaç gün sonra ise mavi filtreyle alınan görüntülerde gaz komasının oluşmaya başladığını gözlemlediklerini ifade etti. Bilim insanına göre bu durum, milyarlarca yıl boyunca uzay radyasyonuna maruz kalan cismin yüzeyinde oluşan kalın kabuğun artık çatlamasıyla açıklanabilir.
3I/ATLAS, ilk yıldızlararası cisim Oumuamua’dan (gaz ya da toz izi göstermemişti) ve ikinci cisim Borisov’dan (tipik bir kuyruklu yıldız gibi davranmıştı) farklı özellikler sergiliyor. Anti-kuyruk, aşırı renk değişimleri ve dev koma bu farklılıklardan bazıları. Loeb ise, mevcut verilerden yola çıkarak farklı bir tablo çiziyor. Ağustos sonunda Şilili astrofizikçilerin yayımladığı çalışmaya atıf yapan Loeb, cismin yalnızca nikel salması ve bunun yanında demir bulunmamasının “doğal olmayan” bir durum olduğunu belirtiyor. Doğal kuyruklu yıldızlar nikel ve demiri birlikte yayarken, 3I/ATLAS’ın yalnızca nikel saçması Loeb’e göre “endüstriyel nikel alaşımı üretiminin imzası” olabilir.
Araştırmacılar, cismin saniyede yaklaşık 5 gram nikel ve 20 gram siyanür saldığını, Güneş’e yaklaştıkça bu miktarların keskin şekilde arttığını saptadı. Ancak bu sürecin bilinen doğal kuyruklu yıldız mekanizmalarıyla açıklanamadığını da belirtiyorlar.