Levent Yılmaz’ın “Anadolulu Buğdayın Hikâyesi” adlı eseri, Alfa Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, buğdayın Anadolu topraklarındaki serüvenini derinlemesine inceliyor ve insanlık tarihine olan etkilerini gözler önüne seriyor.
Kitabın tanıtım metninde, eserin Göbeklitepe ile simgeleşen Neolitik Çağ’ın dönüşümünü akla getirdiği belirtiliyor. Neolitik dönem, insanlığın doğadaki kaynaklarla yetinmeyip kendi besinini üretmeye başlamasıyla uygarlığın önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu dönem, tarımın başlaması ve ardından kentleşme, devletleşme gibi süreçlerin tetiklenmesiyle sonuçlanmıştır. Tanıtım metninde, “Neolitik” kavramının “besin üretimi” ile eş anlamlı olduğu ve bu sürecin buğdayla özdeşleştirilerek tarımdan kentleşmeye, kentlerden devlete, devletten imparatorluklara ve günümüze kadar uzanan bir hikaye olarak anlatılabileceği vurgulanıyor.
Emeritus Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, kitap hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor: “Anadolulu Buğdayın Hikâyesi, küreselleşmeden ticarete, inançtan aile ve mülkiyete, mirasa, beslenmeden teknolojilere, inançlardan savaşlara kadar bütün ardıllarıyla birlikte akıcı bir dille, bilimsel terimlerin tuzağına düşmeden öyküleyebilme başarısını göstermiştir.” Özdoğan, kitabın bu geniş kapsamlı anlatıyı sade ve anlaşılır bir şekilde sunmasının önemine dikkat çekiyor.
Yılmaz’ın eseri, buğdayın sadece bir besin maddesi olmadığını, aynı zamanda insanlık tarihini şekillendiren temel unsurlardan biri olduğunu ortaya koyuyor. Kitap, buğdayın tarımsal üretimden sosyal yaşama, ekonomik sistemlerden inançlara kadar pek çok alandaki etkilerini incelerken, okuyucuya kapsamlı ve düşündürücü bir bakış açısı sunmayı amaçlıyor. “Anadolulu Buğdayın Hikâyesi”, hem tarih meraklıları hem de insanlığın gelişim sürecini anlamak isteyenler için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.