Aleksandar Tisma’nın önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Blam’a Dair adlı romanı, Özge Deniz’in çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Roman, İkinci Dünya Savaşı’ndan sağ kurtulan Miroslav Blam’ın yaşam öyküsünü anlatıyor. Savaş esnasında tanıdığı neredeyse herkesi kaybeden Blam, Novi Sad’ın sokaklarında tek başına dolaşarak geçmişi anımsıyor.
Blam’ın zihninde canlanan hatıralar, savaşın acımasız etkilerini gözler önüne seriyor. Tüccar Fiker, fırıncı Mentele, futbolcu Špicer, avukat Verteš ve diğerleri, Blam’ın yaşamında birer hayalet gibi varlığını sürdürüyor. Bu insanların hikayeleriyle birlikte, savaşın dehşeti okuyucunun zihninde canlanıyor ve savaşın etkilerinin asla dinmeyeceği hissi belirginleşiyor.
Romanın ele aldığı önemli konulardan biri de şahitliğe dayanan tarih yazımı. Savaş sırasında yaşanan gerçeklerin kısmen çarpıtılması ve savaş sonrasında aktarılan gerçeklerin, yaşananları tam olarak yansıtma konusundaki zorunluluğu, hem yazarın hem de ana karakterin karşılaştığı önemli bir ikilem olarak beliriyor. Roman boyunca, geçmişte yaşananlar, kronolojik bir sıra izlemeden, Miroslav Blam’ın iç dünyasındaki doğal akışa paralel bir şekilde aktarılıyor.
Savaş sonrasında komünizm ve faşizm gibi iki farklı ideoloji arasında bocalayan bir şehirde, rüya benzeri bir anlatımla ilerleyen Blam’a Dair, yaşamaya devam etmek için bir sebep arayan Miroslav Blam’ın anıları ve deneyimleri aracılığıyla savaşın yıkıcı etkilerine ve tarihin sürekli olarak tekrar etmesine dair etkileyici bir ağıt niteliği taşıyor. Roman, savaşın insan üzerindeki travmatik etkilerini ve geçmişle yüzleşmenin zorluğunu derinlemesine inceliyor.
