Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), kuruluşunun 30. yıl dönümünü “Yapay Zekâ Üzerine Yarının Denklemi” başlığı altında düzenlenen özel bir etkinlikle kutladı. Etkinlikte, yapay zekânın ahlaki boyutları, insan ve teknoloji arasındaki etkileşim ile dijital dönüşümün geleceği gibi önemli konular masaya yatırıldı.
TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, etkinliğin açılış konuşmasını yaparak vakfın 30 yıllık süreçteki çalışmalarını ve Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğundaki önemli anları değerlendirdi. Eczacıbaşı, yapay zekanın insan düşüncesinin yerini almaktan ziyade, düşünme biçimlerimizi yeniden şekillendirme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekti ve teknolojinin insan odaklı yönünü vurguladı. Ona göre, gerçek ilerleme teknolojiden ayrı düşünmek yerine, insan ve teknoloji arasındaki dengenin yeniden kurulmasıyla mümkün olacaktır.
DIGITALEUROPE Genel Direktörü Cecilia Bonefeld-Dahl, Avrupa’daki yapay zeka düzenlemeleri ve dijital politikaları hakkında bilgi verdi. Bonefeld-Dahl, Türkiye’nin gelişmiş dijital girişimcilik kültürüne sahip olduğunu belirterek, bu durumun iki bölge arasında teknoloji alanında doğal bir ortaklık oluşturduğunu ifade etti. Ortak yatırımlar ve inovasyonu teşvik eden politikaların, hem Avrupa hem de Türkiye için sürdürülebilir büyümenin temelini oluşturabileceği görüşünü savundu.
Etkinlikte TIME100 AI listesinde yer alan gazeteci Karen Hao da bir konuşma yaptı. Hao, “Empire of AI” adlı kitabındaki bakış açısını paylaşarak, yapay zekanın kaynak kullanımı ve iklim üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Teknolojinin değerlerle şekillendiğini vurgulayan Hao, yapay zeka sistemlerini geliştirenlerin dünya görüşlerinin bu sistemler aracılığıyla yeniden şekillendirildiğini belirtti.
Etkinlikteki panel tartışmalarında, teknolojinin insan merkezli gelişimi, etik ilkelerin küresel standartlara taşınması ve yapay zekanın çevresel etkilerinin azaltılması gibi konular öne çıktı. Faruk Eczacıbaşı, Karen Hao ve Cecilia Bonefeld-Dahl’ın katıldığı panel, geleceğin insan faktörünü ön planda tutan bir anlayışla inşa edilmesi gerektiği mesajıyla sona erdi.
TBV, kuruluşundan itibaren “iyilik için teknoloji” vizyonuyla hareket ederek, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm sürecine katkıda bulunmayı hedeflemektedir. 1995 yılında 114 kurum ve 178 üyenin katılımıyla başlayan bu yolculuk, bugün 400’den fazla üye ile devam etmektedir. Vakfın temel amacı, yeni teknolojilerin toplumsal etkilerini incelemek, bilimsel araştırmaları desteklemek ve dijital dönüşüm projeleri aracılığıyla iş birlikleri geliştirmektir.
TBV, teknolojiyi sadece bir araç olarak değil, toplumsal değer üretme biçimi olarak görmektedir. Vakıf, 30 yıllık deneyiminin ardından yapay zeka çağında da insan odaklı bir dönüşüm hikayesi yazmaya devam edecektir.
