Özkan Çelik, yönetmenliğini üstlendiği yeni filmi Perde ile sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Muska (2014), Bir Sevda İşi (2015) ve Babamın Kemikleri (2018) filmlerinin ardından gelen Perde (2025), Çelik’in sinemadaki yolculuğunda yeni bir durak olacak. Filmin senaryosunu ise Çelik, başrol oyuncusu Cem Zeynel Kılıç ile birlikte kaleme aldı.
Perde, beyaz yakalı Samet’in (Cem Zeynel Kılıç) terfi kutlamasıyla başlayan bir geceyi konu alıyor. Samet, evinde arkadaşlarıyla kutlama yaparken, bahçede kedilere mama verirken kendini beklenmedik bir durumun içinde bulur. Hikaye, tek bir mekanda, yemek masasının etrafında gelişiyor. Film, Türkiye’deki güncel sorunları, sınıf çatışmalarını ve postmodern bireyciliğin ikiyüzlülükle birleşmesini ele alıyor. Anlatımındaki yüksek tempo sayesinde izleyiciyi sürekli olarak filmin içinde tutmayı başarıyor.
Perde, 36. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Senaryo”, “En İyi Kadın Oyuncu” (Tülin Özen), “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” (Duygu Karaca) ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” (Bedir Bedir) ödüllerini kazanarak büyük bir başarı elde etti. Film, ayrıca 36. Ankara Film Festivali’nde de gösterilecek.
Yönetmen Özkan Çelik, filmin çıkış noktasının yanlış anlaşılma korkusu olduğunu belirtiyor. Kendi evinin giriş katında olması ve sürekli perdeyle iç içe olması da bu fikrin oluşmasında etkili olmuş. Çelik, senaryo sürecinde Cem Zeynel Kılıç ile birlikte çalıştıklarını ve pandemi dönemindeki kapanma sürecini bu projeye odaklanarak değerlendirdiklerini ifade ediyor. İki aylık yoğun bir çevrimiçi çalışma sonucunda senaryoyu geliştirdiklerini ve bu süreçte oyuncu ve yönetmen bakış açılarının farklılıklarının projeyi daha verimli hale getirdiğini vurguluyor.
Filmin tek mekanda geçmesi, pandemi koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkmış. Sektörün durma noktasına gelmesiyle birlikte, tek mekanda geçen, küçük ve kapalı işlerin yapılabileceği düşüncesi hakim olmuş. Bu nedenle hikayeyi tek bir yemek masası ve tek bir geceye sığdırmaya karar vermişler.
Çelik, yemek masasında ortaya çıkan ikiyüzlülük temasının, Türkiye’deki farklı fikirleri temsil eden karakterler aracılığıyla işlendiğini belirtiyor. Karakterleri oluştururken günlük yaşamdan, siyasi atmosferden, komşuluk ilişkilerinden, arkadaşlık ilişkilerinden ve sınıf farklarından ilham aldıklarını ifade ediyor. Film, zengin ya da fakir fark etmeksizin, insanların çıkarları söz konusu olduğunda nasıl ikiyüzlü davranabileceğine dair bir hikaye sunuyor.
Oyuncu kadrosunun seçiminde ise senaryodaki karakterlerin diyalogları ve tipleri belirleyici olmuş. Yönetmen, masada bir Türkiye portresi oluşturmak istedikleri gibi, oyunculuk konusunda da çeşitliliği hedeflediklerini ve senaryonun tamamen oyuncu odaklı bir yapım olduğunu sözlerine ekliyor.
