John Fowles’un “Günce” adlı eserinin ikinci cildi, Ayrıntı Yayınları etiketiyle ve Süha Sertabiboğlu’nun çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Bu yeni cilt, yazarın 1965 ile 1990 yılları arasındaki düşünce dünyasına ve yaşamına ışık tutuyor.
Tanıtım metninde belirtildiği üzere, “Günce”, yazarın kendini sansürlemediği, dürüstlüğün ön planda olduğu bir alan sunuyor. Yıllar içindeki değişimlerin ve deneyimlerin izlerini taşıyan bu çalışma, yazarın düşüncelerini, eleştirilerini, seyahat notlarını ve iç hesaplaşmalarını bir araya getiriyor. Bir anlamda, bu günlük, hem yazarın mantıklı hem de mantıksız yanlarını yansıtan, farklı kimlikler arasında geçiş yapmasını sağlayan bir araç olarak tanımlanıyor.
Fowles, her şeyi sorgulayan, merakını kaybetmeyen bir günlük yazarı olarak öne çıkıyor. Hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmeyen, sürekli araştıran ve sorgulayan bu yaklaşımı, onu kuşağının en özgün romancılarından biri yapıyor. Alışılmış kalıpların dışına çıkarak, sürekli yeni arayışlar içinde olan bir yazarın iç dünyasına tanıklık etme fırsatı sunuyor.
“Günce”nin bu ikinci cildi, ilk cildin on beş yıl sonraki devamı niteliğinde. Bu ciltte, yazarın yaşamındaki başarı anlarının yanı sıra, kriz anlarına verdiği tepkiler, dönüm noktaları, aksaklıklar ve zorluklar da yer alıyor. Günlük, yazar için sadece zor zamanları anlamlandırmada kullanılan bir araç olmaktan çıkıp, başlı başına bir edebi uğraş haline geliyor. Bu çalışma, çağımızın en özgün edebiyatçılarından birinin kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuk olarak değerlendirilebilir.
