David Graeber’in “Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar” adlı eseri, Ulaşcan Kurt’un çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, Everest Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Kitap, antropoloji ve anarşizm arasındaki şaşırtıcı derecede az olan etkileşimi sorguluyor. Graeber, her iki disiplinin de hiyerarşi, güç dinamikleri ve kolektif örgütlenme yöntemleri üzerine düşündüğünü, bu nedenle daha yakın bir ilişki içinde olmaları gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda, var olmayan ancak potansiyel taşıyan bir bilim için bir dizi taslak sunuyor.
“Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar,” modern olmayan toplumların karar alma süreçlerini inceliyor. Graeber, Batı’nın demokrasi ve oy verme anlayışının evrensel bir norm olmaktan ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Çoğunlukçu demokrasinin hangi şartlar altında işe yaradığını, hangi durumlarda başarısız olduğunu ve alternatif kolektif karar alma biçimlerinin neler sunabileceğini detaylı bir şekilde analiz ediyor.
Kitapta, demokrasinin kökenlerinin antik Yunan’a dayandığı ve Yunan icadı olduğu yönündeki yaygın inanış sorgulanıyor. Graeber, bu iddiaların ne anlama geldiğinin net olmadığını ve Atinalılardan önce topluluk üyelerini bir araya getirip onlara eşit söz hakkı tanıyan başka toplulukların varlığına inanmamız gerekip gerekmediği sorusunu gündeme getiriyor. Bu sorgulama, demokrasinin evrenselliği ve kökenleri üzerine yeni bir bakış açısı sunuyor.
