Şanlıurfa’daki Karahantepe kazılarında elde edilen son bulgular, Neolitik Çağ’a dair yeni bilgiler sunuyor. Göbeklitepe Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Taş Tepeler Projesi’nin beşinci yılında yapılan çalışmaları değerlendirdi. Proje kapsamında 12 arkeolojik alanda incelemeler yapıldığını belirten Karul, Göbeklitepe ve Karahantepe’nin yanı sıra diğer alanlardan elde edilen verilerin, Neolitik Çağ’ın bölgedeki yerleşimler üzerinden daha kapsamlı bir şekilde anlaşılabileceğini gösterdiğini ifade etti.
Kazılar Harran Ovası’nın doğusundaki Sefertepe, Karahantepe ve Harbetsuvan’da, kuzeyindeki Göbeklitepe’de, batısındaki Ayanlar, Yoğunburç, Sayburç, Çakmaktepe ve Mendik yerleşimlerinde ve ovanın kenarındaki Gürcütepe’de devam ediyor. Elde edilen bulgular, bölgedeki ilk yerleşimlerin MÖ 9600’lerde başladığını ve yaklaşık 1500 yıl boyunca kullanıldığını ortaya koyuyor. Başlangıçta avcı toplayıcı olarak yaşamlarını sürdüren bu topluluklar, zamanla hayvanları evcilleştirerek ve tarım yaparak üretici topluluklara dönüştüler. Bu dönüşüm, sonraki dönemler için belirleyici bir rol oynadı.
Taş Tepeler Projesi, T biçimli dikilitaşların ve insan heykellerinin sadece Göbeklitepe’ye özgü olmadığını, bölge genelinde benimsendiğini gösterdi. Gömütler Sefertepe ve Sayburç gibi yerleşimlerde daha iyi anlaşılırken, Çakmaktepe ve Mendik yerleşimleri bölgedeki ilk yerleşik topluluk örneklerini temsil ediyor. Gürcütepe ise tarım toplumlarına geçişi ve eril sembollerin yerini kadın heykelciklerine bırakmasını yansıtıyor.
Proje kapsamında Şanlıurfa Müzesi’ndeki Neolitik Çağ eserlerine ilişkin Türkçe-İngilizce ve İspanyolca kataloglar ile “Neolithic in Türkiye” adlı bir kitap yayımlandı. Ayrıca Dünya Neolitik Kongresi ve Karahantepe’nin 5. Şangay Arkeoloji Forumu’nda dünyanın en önemli projelerinden biri seçilmesi, projenin uluslararası alanda da ilgi gördüğünü gösteriyor.
2023 yılında bulunan 29 eserin sergilendiği bir toplantıda, Göbeklitepe’de bir duvarın içine yatırılmış heykel ve Sayburç’ta bulunan kaburgaları vurgulanmış, dikiş izleri olan heykel dikkat çekti. Karahantepe’de bulunan 2.45 metre yüksekliğindeki heykelin karşısında, genç bir bireyi yansıtan bir heykel de sergilendi. Oturur vaziyette, göğsünde kaburgaları vurgulanmış ve fallusunu tutan bir heykelin de bulunduğu yapının zeminine bırakıldığı tespit edildi.
Heykelin bulunduğu alanda, yarım ay şeklinde ve basamaklı sekileri olan bir yapı bulundu. Bu yapının yanında, dikdörtgen planlı bir yapıda büyük bir taş kap ve bir kanalın varlığı, burada sıvıyla ilgili bir ritüelin gerçekleştirildiğini düşündürdü. Sergide ayrıca boncuklar, hayvan heykelleri, taş çubuklar, bezemeli bir kapı taşı ve taş kaplar gibi buluntular da yer aldı.
