Ziya Selçuk, Epsilon Yayınevi aracılığıyla “Merhaba Ben, Merhaba Evladım” adlı yeni kitabı ile ebeveynlik üzerine alışılmış düşüncelere meydan okuyor. Kitap, ebeveynlerin öncelikle kendilerini tanımalarını ve çocuklarının bireysel özelliklerini anlamalarını vurgulayarak, geleneksel “iyi ebeveynlik” reçetelerinden uzaklaşıyor. Selçuk, çocukların ebeveynlerinin bir uzantısı olmadığını, kendi mizacı, huyu ve ihtiyaçlarıyla bağımsız varlıklar olduğunu savunuyor.
Kitap, kadim öğretilerin “Kendini Bil!” felsefesinden ilham alarak, sağlıklı bir ebeveynlik ilişkisinin ilk adımı olarak ebeveynin kendi mizacını ve çocukluk izlerini fark etmesini öneriyor. Selçuk, mizacı “insanın ayak bastığı temel zemin” olarak tanımlayarak, ebeveynin bu zemini iyi anlamasının, çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurmak için önemli olduğunu belirtiyor. Bu yaklaşım, her çocuğun ve her ailenin kendine özgü bir dengeye ihtiyaç duyduğunu ve ebeveynliğin tek tip çözümlerle ilerleyemeyeceğini vurguluyor.
Kitap, ebeveynlik literatüründeki kalıplara karşı mesafeli durarak, mizaç, bireysel farklılıklar ve ebeveyn-çocuk etkileşiminin özgünlüğüne odaklanıyor. Epsilon Yayınevi, okuyucuları hazır reçetelerle değil, doğru sorularla buluşturmayı hedefliyor. Arka kapak yazısı, ebeveynliğin keyifli ve kolay bir süreç olduğunu, ancak çocukların kendi bireysellikleriyle tanışmanın önemini vurguluyor.
Ziya Selçuk, bu çalışmasıyla ebeveynliğin başrolüne çocuğu değil, ebeveynin farkındalığını yerleştiriyor. Psikolog, akademisyen ve yazar olarak geniş bir yayın hayatına sahip olan Selçuk, Millî Eğitim Bakanı olarak da görev yapmış ve çocukluğun önemini her çalışmasında ön plana çıkarmış. Şu anda Önce Öğretmen Vakfı’nın başkanlığını yürütürken, araştırma ve sosyal sorumluluk projelerine devam ediyor. Kitap, ebeveynlere kişisel yol haritası çizme ve çocuklarıyla derinlemesine tanışma imkanı sunarak, ebeveynlik anlayışını yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
