2025 yılı, Türkiye’nin kültür ve sanat sahnesinde hem dönüşüme tanık olduğu hem de çeşitli tartışmalara sahne olduğu bir yıl olarak öne çıkıyor. Müzik sektörü, özellikle siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etkisiyle alışılmışın dışında bir tablo çizmiş durumda. 19 Mart’ta CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar, bazı şirketlere yönelik boykot çağrılarına yol açmış ve bu durum, organizasyon şirketi DBL Entertainment’ın sahibi Abdülkadir Özkan’ın “sermaye düşmanlığı” suçlamasıyla gündeme gelmesine neden olmuştu. Bu olay, İngiliz grup Muse’un İstanbul konserlerini iptal etmesine zemin hazırlamıştı.
Ekonomik koşullar da konser fiyatlarını önemli ölçüde artırmış; binlerce liraları bulan bilet fiyatları, enflasyon ve Türk Lirası’ndaki değer kaybının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Bu yıl, Guns N’ Roses, Jennifer Lopez, Dream Theater, Megadeth gibi dünya çapında isimlerin konserlerini de bünyesinde barındırıyordu. Ancak festivallerin düzenlenmesinde de önemli bir değişim yaşanmış. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği festivaller, 2010’lardan itibaren daha kısıtlı bir kapsamda düzenlenmeye başlanmıştı. 2025 yılında ise MilyonFest’ler gibi popüler festivaller, sadece iki ilde (İzmir ve İstanbul) düzenlenerek, daha önceki geniş kapsamlı etkinliklere kıyasla önemli ölçüde gerilemişti.
Sanat dünyasında, Mabel Matiz’in “müstehcenlik” gerekçesiyle başlayan sansür soruşturması ve Manifest grubunun hapis cezası gibi tartışmalı olaylar da dikkat çekiciydi. Mabel Matiz’in şarkısına yönelik AKP’nin müdahalesi, ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirirken, Manifest grubunun cezalandırılması, sanatçıların ve müzisyenlerin özgürlüğüne yönelik endişeleri artırmıştı.
Yılın son konserlerinde ise bir ilke imza atıldı. Piyanist ve besteci Fazıl Say, geleneksel yıl sonu konserlerini saat 16.00 ve 21.00’de düzenleyerek, müzikseverlerle buluştu. İlk konserinde “Toprak Ana” eserinin Türkiye prömiyeri yapıldı ve şef Nil Venditti yönetimindeki Fazıl Say Festival Orkestrası’yla birlikte sahne aldı. İkinci konserde ise “Mozart ve Mevlana” başlıklı yapıtı Türkiye’de ilk kez dinleyicilere sunuldu. Bu etkinlikler, Fazıl Say’ın müzik kariyerindeki önemli kilometre taşlarından biri olarak tarihe geçti. Bu yılın genelinde, Türkiye’nin kültürel ve sanatsal dinamikleri, siyasi ve ekonomik faktörlerin etkisiyle önemli değişimler ve zorluklarla karşı karşıya kalmış durumda.
