Alkolizm önemli bir sağlık sorunu olarak görülebilir. Ancak bazı durumlarda yazarların kendi hayatları pahasına daha önemli eserler ortaya çıkarmalarına da yardımcı olmuştur. İşte alkolizm ile tanınan en ünlü yazarlar!
Kabul edelim, isteyerek boş bir sayfaya saatlerce bakıp oturan herhangi birinin ara sıra sarhoş olması gerekebilir. İster klişe, ister bir hikâye, isterse açıkça ortaya konmuş olsun, alkolik yazarın hikayesi oldukça eskidir. Pek çok içki anılarıyla dolu bir biyografi, günümüzün efsanevi yazarlarının, mutfak dolaplarını, klozet ve ayakkabılarını karıştırarak, bir viski için, karıştırırken, sonsuza dek edebi ilham perilerini arayan anekdotlarını sunuyor.
Yazarların yataktan sarhoş bir şekilde düşmesi, akıllarına hemen bir “ilham” gelmesi ve bunu tüm yaşama dair büyük bir öfkeyle anlatmaları meşhurdur değil mi?
James Joyce, Ernest Hemingway, William Faulkner, Tennessee Williams gibi yazarların alkol sorunları iyi bilinmektedir. Yine de daha çok bilinmeyen yazarların da alkolle ciddi sorunları olmuştu. İşte alkol ve yazdıkları arasında önemli bağlar kurmuş yazarlar.
RICHARD BRAUTIGAN (1935-1984)
Beat ve Hippi nesilleri arasında kaybolan hüzünlü Brautigan, 1967 tarihli kitabı Amerika’da Alabalık Avı ile çağdaş romanın kapılarını açmaya yardımcı oldu. Brautigan daha sonra, dünyanın dört bir yanından şaşırtıcı bir şekilde ulaşılabilen her likör dolabını açmaya başladı; bir zamanlar şakacı maskaralıkları, film yapımcısı Wim Wenders’a dolu bir pompalı tüfek çekmek gibi şeyler geride kaldı. Hayatının sonlarına doğru, Brautigan edebi canlılıktan çok huysuz birisi olarak görülüyordu, egosu 44 kalibrelik bir Smith & Wesson tetiğini geri çektiğinde sonunda son bulacaktı.
CHARLES BUKOWSKI (1920-1994)
Şaşırtıcı bir sarhoş kadrosuna ilham veren bir 20. yüzyıl sarhoş yazarı varsa o da Bukowski’dir. “Buk” birkaç önemli eser yazarken içki, fahişeler, bahisler, parasızlık ve daha pek çok mesele her zaman temel konular olmaya devam etti. Özellikle kadınlara karşı çok ilgili olan Buk, içkileri ve kadınları sıklıkla birbirine benzetirdi.
RAYMOND CARVER (1938-1988)
20.yüzyıl kısa öyküsünün tanınmış ustası Carver, çığır açan minimalist yazıyı ciğer kıran maksimalist içki içmeyle birleştirmede ustaydı. 1970’lerde akranlarının çoğunun votka yakıtlı çarpışan arabalar gibi birbirine çarptığını ve çarpıştığını düşünürsek, küçük bir başarı yok. Carver nihayetinde “ayık” ölürken, eskiden karamsar bir sarhoş yazarı uçurtma ve rüzgar çanları yapan çekingen bir serseriye dönüştürebilen bir yaşam tarzı değişikliği olan “esrar bakımı” nın klasik ikamesini tercih etti. Bize içkiyi ver.
MARGUERITE DURAS (1914-1996)
Duras, renkli kariyeri boyunca düzinelerce eser yazdı ve 19 film yaptı. Özellikle yaşamının sonlarına doğru içkiye karşı büyük bir düşkünlük gösterdi ve bu sağlığının bozulmasında da çok etkili oldu. Vefat edince Cimetière du Montparnasse’ye gömüldü – ironik bir şekilde, Adsız Alkolikler toplantı salonuna sadece bir taş atımı uzaklıkta.
FREDERICK EXLEY (1929–1992)
Exley sadece bir harika kitap (Bir Taraftarın Notları) kaleme almış olsa da, en kayda değer dönüm noktası, yaşamının erken yıllarında bir gazete için yazdığı “Alkol Detoks Görevi Görüyor” yazısıyla da ünlüdür. Alkolün “yararlarından” bahseden Exley her ne kadar tüm yaşamında alkolik olmasa da bir dönem alkolü her şeyden çok seviyordu.
JACK KEROUAC (1922-1969)
Sevgi dolu olmasına rağmen içki ve uyarıcıların etkisi ile birlikte yaşamının son yıllarında son derece sert bir mizaca dönüşen Kerouac belki de alkolik yazarlar arasında en bilinendir. Kerouac’ın yazdıklarına içkinin çok büyük bir etkisi oldu ve onu iyi bir yazar haline getirdi. Ama içkiler onun sağlığını olumsuz etkiledi ve çok erken bir yaşta vefat etmesine neden oldu.