Polisiye Severlerin Okuması Gereken Kitaplar
İyi polisiye iyi edebiyat olduğu için tüm edebiyat severler polisiye okumalıdır. Ancak polisiye için nitelikli eserleri seçmek de önem taşıyor. Polisiye okumaya yeni başlayacaklar ile polisiye severler için hazırladığımız liste daha iyi ve nitelikli bir okuma deneyimi sunabilir.
Yaşamak Hırsı
Sait Faik’ten Bilge Karasu’ya, Oktay Rifat’tan Nurullah Ataç’a, Oktay Akbal’dan Tahsin Yücel’e, Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin ilk kitabı, Sait Faik Abasıyanık’ın 1950 yılında Geceyarısı Trenleri adıyla tefrika edilen, 1954 yılında kitaplaştırılan Yaşamak Hırsı. Özgün adı Trenlerin Geçişini Seyreden Adam olan roman için Sait Faik’in düşündüğü ilk isim ise Geceleri Yalnız Yatamayan Adam.
Romanın kahramanı Popinga, Sait Faik’in 1948 yılında yayımlanan Lüzumsuz Adam’ına benzer. Bu kitapla hikâyeciliğinde yeni bir döneme giren Sait Faik’in, anlatıcıyı anlatının içine daha çok sokma, görünür kılma çabasında, Simenon’un, kendisi hakkında yazılanlara müdahale eden, yaşamının nasıl devam edeceğine karar vermeye çalışarak var olan kurguyu bozup kendi kurgusunu yaşamaya başlayan karakteriyle benzerlikler yakaladığı söylenebilir.
Bir gün baktım, elinde Georges Simenon’un L’Homme qui regardait passer les trains romanı var. Hayrola, dedim Lautréamont’un pabucu dama mı atıldı? Lautréamont en sevdiği yazarlardan biriydi. Öyle severdi. Eline nereden geçmişse, Simenon’u okumuş, beğenmiş. Çok iyi yazar, dedi. Benim Simenon’u beğendiğimi bilirdi. Kumkapı’ya indik, Kör Agop’ta oturduk. Ben bu kitabı çevireceğim, dedi. Destekledim. Aradan çok bir zaman geçmedi, baktım çeviri bitmiş. Onun öyle uzun uzadıya masa başında oturup çeviri yapmayacağını çok iyi biliyordum, şaşırdım. Dedi ki, gülümseyerek: “O kadar çok sevdim ki, tuttum bir forma kadar okudum, başladım yazmaya. Baktım, üç dört formalık yazı yazmışım. Biraz daha okudum, gene devam ettim. Atlaya-atlaya biraz daha da okudum ve yazdım. Kitap bitti.”
-Özdemir Asaf, “Sait Faik’in Kişiliği ve Son Günleri”, Milliyet Sanat, Mayıs 1979-
(Tanıtım Bülteninden)
Trendeki Yabancılar
Buluşa bak! Birbirimizin cinayetini işleyeceğiz, anladın mı? Ben senin karını öldüreceğim, sen de benim babamı! Biz trende karşılaştık, tamam mı? Birbirimizi tanıdığımızı kimse bilmiyor! Cinayet ânında başka yerlerdeyiz! Anladın mı?
Kendinizi hiç beklemezken kötülüğün cisim bulmuş haliyle aynı kompartımanda bulabilirsiniz. Guy Haines, laf olsun diye karısı konusunda içini döktüğü Charles Anthony Bruno’dan sadistçe bir teklif alır: Katil olmak! Ama öldürecekleri kişileri değiştokuş edecekler ve kusursuz cinayeti işlemiş olacaklardır. Tren yolculuğu sona erer ama iki adamın uğursuz anlaşması tek taraflı da olsa imzalanmıştır; Bruno’nun kendi üzerine düşen cinayeti işlemesiyle, Haines kendini bir kâbusun ortasında bulacaktır.
1951 tarihli ilk romanında Highsmith, kendini iyi insan olarak tarif edebilecek sıradan kimselerin bile bir dizi olay sonucu en feci suçları işleyebildiği bir dünya yaratıyor. Ünlü yönetmen Hitchcock’un aynı isimli filme uyarladığı Trendeki Yabancılar, psikolojik gerilimin mihenk taşı.
(Tanıtım Bülteninden)
Sherlock Holmes Tüm Öyküler
Dünyanın önde gelen Victoria dönemi ve Sherlock Holmes uzmanlarından Leslie S. Klinger’ın editörlüğünde hazırlanan Açıklamalı Notlarıyla Sherlock Holmes, yalnızca polisiye meraklılarına değil, tüm edebiyatseverlere hitap eden bir çalışma.
Bu dünyanın en ünlü dedektifiyle yeni tanışan okurlar, Klinger’ın her öykünün girişindeki berrak sunumundan yararlanırken; deneyimli Sherlockçular, Victoria Çağı İngiltere’siyle ilgili tarihi bilgilerin yanı sıra Sherlock üzerine üretilen en önemli teorileri de içeren binden fazla notla büyülenecekler. Sherlock Holmes külliyatını içerecek olan üç kitaplık serinin ilk cildi, 1891-1893 arasında Strand Magazine’de yayımlanan öykülerin özgün hallerini içeriyor. Daha sonra Sherlock Holmes’un Maceraları ile Sherlock Holmes’un Anıları adlarıyla kitaplaştırılırken oluşan hataları gideren çalışma, bugüne kadar hazırlanmış en derli toplu ve en kapsamlı Sherlock Holmes külliyatı.
Türk okurları ise bu baskıda dünya okurlarından daha fazlasını elde edecekler: Türkiye’nin en önemli polisiye eleştirmeni Erol Üyepazarcı’nın önsözü! II. Abdülhamit ile Sherlock’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle arasındaki saklı kalmış hikaye, bu önsözde gizli…
Şimdi okumaya devam edin. Elinizde Sherlock Holmes’un toplu öykülerinin uzun ve bilgi dolu bir giriş bölümüyle zenginleştirilmiş “Son Çözümü” var. Korkmayın.
Holmes ve Watson hakkında insanlar ancak sevgi dolu sözler yazabilir.
-John le Carre-
(Tanıtım Bülteninden)
Soğuktan Gelen Casus
“İstihbarat işinin ahlaki bir yasası vardır – başarı sonuçla ölçülür.”
Soğuk Savaş’ın zirve yaptığı 1960’lar… Alex Leamas, İngiliz İstihbaratı için Berlin Duvarı’nın gölgesinde yıllarca sürdürdüğü görevinin ardından yorgundur. Pek çok şey görmüş, pek çok adamını Doğu Alman İstihbaratı ile Duvar’da oynanan bu karanlık ve sisli satrançta yitirmiştir. Teşkilat, ağır bir yenilginin ardından İngiltere’ye dönen Leamas’tan son bir görev ister. Doğu Almanya’ya geçmeli ve ülkesine ihanet etmelidir. Ancak İngiliz İstihbaratı’nın yaşlı kurdu George Smiley’nin, Leamas’ın arkadaşı olan genç bir kadına yardım etmesiyle operasyon büyük bir felaketle yüz yüze gelecek, oyunun kartları yeniden dağıtılacak ve Leamas kendini hayalinin ötesindeki korkunç bir politik oyunun pençesinde bulacaktır.
Dünyanın en iyi casus romanı yazarlarından John Le Carré’nin, Publishers Weekly tarafından “Tüm zamanların en iyi casus romanı” seçilen, Time tarafından “Tüm zamanların en iyi 100 romanı” listesine giren bu kült eseri, filmiyle de BAFTA ödülleri dahil birçok prestijli sinema ödülünü sahibi oldu. Soğuktan Gelen Casus okuyucuya yalanlarla kurulu bir dünyanın gerçeklerle dolu hikâyesini anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
İğne Deliği
İhtiyar kurt H. M. (Sir Henry Merrlvale) hem müvekkilini müdafa etmekte, hem de her türlü yola baş vurarak, hukuki katili aramaktadır. Müvekkili, bir cesetle beraber, her tarafı kapalı bir odada yalnız yakalanmıştı. Odanın iki penceresi de kapalı ve pancurları içerden kilitli vaziyetteydi. Kapı yine içerde sürgülüydü. Genç Answell’in parmak izleri, cesedin göğsüne gömülmüş olan okun üzerindeydi, cebinde de bir tabanca vardı. (tanıtım bülteninden)