Osman Cemal Kaygılı’nın yeni kitabı “Akşamcılar”, Everest Yayınları tarafından yayımlanarak Türk edebiyatına yeni bir soluk getirdi. Yazar, 1910’lu yıllardan itibaren eser vermeye başladığı dönemde, Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul’un yaşamını, halk kültürünü ve gündelik hayatın iç yüzünü ustalıkla yansıtan önemli isimlerden biri olarak kabul ediliyor. Tiyatro, roman, araştırma ve anı gibi farklı türlerde eserler kaleme alan Kaygılı, İstanbul’un sokaklarını, kahvehanelerini, esnafını ve sıradan insanlarını gözlemleyerek, dönemin mizah basınındaki yazılarıyla halk dilini edebiyata kazandırmıştı. Onun eserlerindeki mizah, sadece eğlence aracı olmanın ötesinde, toplumun alt sınıflarının hayata tutunma biçimlerini de yansıtıyordu. Kaygılı, “şehir halkbilimcisi” gibi titizlikle yaptığı gözlemlerle İstanbul’un, modernleşmenin etkisiyle değişen, taşralı kalmış yüzünü okuyucuya sunarken, aynı zamanda Batı’nın tiyatrosunu, müziğini ve edebiyatını yakından takip ederek bu bilgiyi eserlerine dahil etmişti.
Yeni çıkan “Akşamcılar” adlı eser, yazarın kendi anılarından ilham alarak yazılmış ve 1930’lar İstanbul’unun akşamcılarını konu alıyor. Kitap, kurmaca ve gerçekçi öğeleri bir araya getiren, bir dönemin sofra adabına, edebiyat ve müzik zevkine, renkli “âlemlerine” tutunan bir ayna gibi işlev görüyor. “Son Telgraf” gazetesinde 1937-1938 yıllarında tefrika edilen yazılarla birlikte, daha önce yayınlanmış nüshaların karşılaştırmasıyla hazırlanan bu eser, Kaygılı’nın İstanbul’a olan özel bakış açısını ve dönemin sosyal atmosferini gözler önüne seriyor. Kitapta yer alan diyaloglar, dönemin İstanbul’unda sıkça duyulan, yerel ağızlarla örülmüş konuşmaları yansıtarak, okuyucuya o dönemin yaşam tarzını ve kültürel değerlerini hissettiriyor. Örneğin, “Bu topiği sen mi yapıyorsun, yoksa mayrik mi?” gibi bir diyalog, dönemin İstanbul’unda kullanılan yerel ifadeleri ve kültürel alışkanlıkları gösteriyor.
