Diyarbakır’ın Ergani Ovası’nda konumlanan Çayönü Tepesi, insanlık tarihinin gelişimine ışık tutan kadim bir yerleşim merkezi olarak öne çıkıyor. İlk kazı çalışmalarına arkeoloji dünyasının saygın ismi Halet Çambel’in, Prof. Dr. Robert J. Braidwood ile öncülük ettiği Çayönü, MÖ 10.200 ile MÖ 7.000 yılları arasındaki yaklaşık 3.500 yıllık kesintisiz yerleşim geçmişiyle Neolitik döneme ait tüm ayrıntıları, değişimleri ve onarımları sergileyen eşsiz bir alan olarak biliniyor. Ayrıca yabani tohumların evcilleştirilme sürecindeki tüm ara aşamaların izlenebildiği nadir bölgelerden biri olması sebebiyle, Neolitik çağın başlangıcına yönelik araştırmalarda kritik bir role sahip.
Çayönü’ndeki kazı çalışmaları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Savaş Sarıaltun’un liderliğinde yürütülüyor. Bakır boncuklar, iğneler ve çeşitli kalıntıların gün yüzüne çıkarıldığı bu önemli arkeolojik alana, 30’dan fazla ülkeye bakır tel ihracatı yapan Mega Metal firması da sponsorluk desteği sağlıyor.
Doç. Dr. Sarıaltun, Çayönü’nün aynı zamanda Prof. Dr. Rüstem Aslan gibi birçok kazı başkanının yetiştiği bir “Çayönü akademisi” işlevi gördüğünü belirtiyor. Çayönü’nün değerini vurgulamak için çabaladıklarını ifade eden Sarıaltun, 2027 yılına kadar resmi bir ören yeri statüsü kazanmayı hedeflediklerini söylüyor. Çayönü’nü “toplumsal arkeoloji” yaklaşımıyla yeniden şekillendirmek istediklerini vurgulayan Sarıaltun, görsel materyaller, yeniden inşa edilen yapılar, dijital içerikler, bilgilendirme panoları ve interaktif ekranlar aracılığıyla ziyaretçiler için daha anlaşılır bir kazı alanı oluşturmayı amaçladıklarını dile getiriyor.
Sarıaltun, Çayönü’nü “Her şeyin başladığı yer” olarak tanımlıyor. Yaklaşık 55 bin metrekarelik bir sit alanı olan Çayönü’nün henüz 8 bin 750 metrekarelik bölümünde kazı çalışmaları tamamlanmış durumda. Buna rağmen elde edilen arkeolojik bulgular ve “ilkler” oldukça dikkat çekici. Sarıaltun, Çayönü’nde düzenli mimari planlamanın temellerinin atıldığını, ilk kamu alanlarının, anıtsal yapıların ve madencilik faaliyetlerinin izlerinin burada bulunduğunu ifade ediyor. Mimarlık tarihinin önemli yapı taşlarından olan yuvarlak planlı yapılar, ızgara planlı yapılar, hücre planlı yapılar ve geniş odalı yapılar, insanın mekânla kurduğu ilişkinin evrimini gözler önüne seriyor. Eşsiz nitelikteki “kafataslı yapı”, ölü gömme ritüellerinin ilk defa kamusal bir mimari düzlemde uygulandığını gösteriyor. Dünyanın en eski zemin kaplama sistemlerinden biri olan “terrazo yapısı”, Neolitik dönemin malzeme teknolojisindeki gelişmişlik düzeyini kanıtlıyor.
Çayönü kazılarının emektar koruyucusu Abbas Yorulmaz, kazı alanını ziyaret edenlere yardımcı oluyor. 18 yaşında Halet Çambel döneminde kazı alanında çalışmaya başlayan Yorulmaz, Çayönü’nü bir tutku olarak görüyor. Kazının olmadığı dönemlerde köyde hayvancılıkla uğraşan Yorulmaz, alanı sürekli kontrol ettiğini belirterek, definecilere karşı hassasiyetini dile getiriyor.