Uğur Biryol’un “Çekirdek Sanat Evi” adlı eseri, İletişim Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, Çekirdek Sanat Evi’nin detaylı bir incelemesini sunarken, bu mekânda yolu kesişen çok sayıda sanatçı ve müdavimle yapılan röportajlara yer veriyor.
Bülent Ortaçgil, Ahmet Sırmaçek ve Şeyda Özbudun gibi Çekirdek projesini hayata geçiren isimlerle yapılan söyleşiler, sanat evinin işleyişini, alternatif kültürel oluşumlar için örnek teşkil eden özgün vizyonunu ve bir müzik hayalini gözler önüne seriyor. Ortaçgil, “Bence çok kıymetli bir işti. Güzel olan şeylerin her zaman kitlesel olmayan şeyler de olabileceği fikrinden çıkma da bir harekettir aynı zamanda. O dönem hepimize yaradı bence. Yani Türkiye’ye de yaradı” sözleriyle Çekirdek Sanat Evi’nin önemini vurguluyor.
1980 askeri darbesinin ardından, küçük bir bodrum katında filizlenen bu vaha, resim sergilerine, toplantılara, panellere ev sahipliği yaparken, çocuklara yönelik sanat eğitimleri de verilen bir anaokulu gibiydi. En önemlisi, az sayıda dinleyici için düzenlenen dinletilerle öne çıkıyordu. Günümüzde hala sevilen ve dinlenen bazı sanatçıların ilk müzikal deneyimlerini yaşadığı, kimilerinin ise ticari kaygı gütmeden “saf müzikle” ilgilenebildiği bir yer olarak kabul ediliyor. Çekirdek Sanat Evi’nde kaydedilen müzikler, adeta kült mertebesine ulaşmış durumda.
Usta müzisyen Fikret Kızılok’un önderliğinde kurulan Çekirdek Sanat Evi, kısa süren varlığına rağmen, Türkiye’nin kültür ve sanat ortamına yaptığı önemli katkılarla incelenmesi gereken mekanlardan ve projelerden biri olarak öne çıkıyor. Uğur Biryol, Bir Müzik Rüyası–Çekirdek Sanat Evi adlı çalışmasında, bu önemli kültür merkezinin kapsamlı bir portresini çiziyor.
 
									 
					