Kim Bo-Young’ın “Türlerin Kökeni” adlı eseri, Mehmet Ölçer’in çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, canlılığı tanımlayan temel unsurları, özgür iradenin varlığını ve sevginin kaynağını sorguluyor.
Hikaye, robotların hüküm sürdüğü bir gelecekte geçiyor. Organik biyoloji öğrencisi olan robot Kay Histion, bu derin sorulara yanıt ararken, “insan” adını verdiği organik varlıkları yaratıyor. Ancak, bu yaratılanlar, robotlar üzerinde beklenmedik ve ilahi etkiler bırakıyor. Sevgi, bağlılık ve itaat gibi kavramlar üzerine kurulu yeni bir düzenin doğuşuna işaret ediyorlar. İnsanlar, yaratıcıları olan robotları potansiyel olarak köleleştirebilecek bir tehdit olarak beliriyor.
İnsanların yokluğunda bağımsızca varlıklarını sürdüren robotlar, insanlarla birlikte var olmanın getirdiği zorluklarla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Bu insani tehdidin yarattığı baskı, hem insanlara hem de robotlara yaşama dair önemli bir gerçeği fısıldıyor: Yaşam, sadece var olmakla sınırlı değil; birlikte var olmanın yollarını aramakla da ilgili.
Kore bilimkurgusunun önemli temsilcilerinden olan Kim Bo-young, bu eserinde evrimsel biyoloji ile yapay zeka etiğini bir araya getirerek, yaşam, bilinç, inanç ve iktidar gibi temel kavramları sorguluyor. Yazar, yirmi üç yıllık bir süreçte tamamladığı bu romanında, robotlarla insanların rollerini iç içe geçirerek alışılagelmiş düşünceleri sarsıyor. “Türlerin Kökeni,” geleceğe dair bu anlatısıyla okuyucuyu özgürlük ve eşitlik gibi evrensel meseleler üzerine düşünmeye davet ediyor ve yeni bir bakış açısı sunuyor.
