Haber

Elif Şafak’ın kitabında intihal kararı! Bit Palas intihal çıktı

Mahkeme kararının ardından Doğan Kitap, sert bir açıklama yaparak ‘intihal’ iddiasını ve bilirkişi raporunu ‘akıl dışı’ bulduklarını ifade etti. Aynı zamanda, davayı ‘düşmanca’ olarak nitelendirdi ve karara itiraz edeceklerini duyurdu.

Kararda, Elif Şafak’ın “Bit Palas” adlı romanında Kırıkkanat’ın “Sinek Sarayı” adlı eserinden yüzde 5’lik intihal yapıldığı belirtilirken, bu iddiayı desteklemek amacıyla örnekler de sunuldu. Davanın son sözünü ise istinaf mahkemesinin söyleyeceği belirtildi.

Gazeteci-Yazar Mine Kırıkkanat sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada kararı şöyle duyurdu:

“19 Ekim 2021 tarihinde Elif Şafak’a karşı açtığım intihal davası; lehime sonuçlanmış bulunmaktadır. Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, ilişikteki gerekçeli kararda ayrıntılı biçimde açıklandığı gibi Elif Şafak’ın “Bit Palas” romanının, “Sinek Sarayı” romanımdan intihal olduğuna hükmetmiştir. Hem Elif Şafak, hem Doğan Kitap’a karşı açtığım dava sürecinde adaleti tesis eden Mahkeme heyetine, iki kitap arasında titiz bir karşılaştırma yapan bilirkişi kuruluna; çok değerli hukukçu, müthiş avukatım Murat Teber ile sevgili kızım Av.Aleyna Yürek’e tüm varlığımla, kalbimle teşekkür ederim.”

 

İntihal sayılan bölümler

Kararda, şu tespitler sıralandı:

– Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın intihal yönündeki iddiaları değerlendirilmiş, her iki eserin karşılaştırıldığı bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, her iki eserde de “mimar” meslek karakterinin ifade edildiği, her iki eserde de azınlıkları koruma güdüsü, dinler ve inançlar, mistik hareketler, yer yer işlendiği, her iki eserde de Kürtlerin işlendiği, Kürtlerin ve Türklerin aşağılandığı, azınlıkların yüceltildiği eserlerin bütününde görüldüğü…

– Davacı ve davalı romanlarında olayların büyük ölçüde yaşandığı yer olan apartmanlarda benzerlik olduğu, davacı ve davalı romanlarındaki Sinek Saray tanımı ile Kalktı Göçeyledi Dede’nin tanımı arasında çağrışım ve benzer anlatım tarzı olduğu…

– Her iki eserde de apartmanın mimari tarzında ve kuş motifleri ile süslenmiş olması, her iki eserde de çevre düzenlemeleri ve yapılaşmalarda geçmişe yapılan saygısızlık, özlem ve yapılanların çirkin görüntülerini dillendirmiş olması,

– Her iki romanda kapıcı dairesindeki karakter sayıları benzer; anne, baba ve oğulun bulunduğu, davalının kitabının 121. sayfasında” Hacı Hacı’nın 7,5 yaşındaki torunu için “ Şimdiden normal büyüklüğünün bir buçuk katına ulaşan kafası daha ne kadar büyüyebilecekti? Elleri arkaya bükülemiyor, maymun eli gibi içe kıvrılıyordu Bu pençe eller ve ailede kimsenin doğru — dürüst telaffuz edemediği Ma-ro-te-aux-la-my-sen-dro-mu — ile daha ne kadar yaşayabilecekti? ( s.121) tanımlaması da özürlü bir çocuk karakteri betimlendiği,

– İkinci derecede karakterlerden kapıcı Sabbek Hanım ‘ın oğlunun özürlü/engelli ve büyük bir gövdeye sahip olması ile Hacı Hacı’nımn 7,5 yaşındaki torunun kocaman kafası olması; ile aralarında aşağılayıcı/çirkin bir tanım benzerliği bulunduğu,

– Her iki eserde de travestiler ve eşcinseller karakter olarak kitaplarda işlendiği, her iki romanda da Beyoğlu’nun ünlü caddeleri ve sokak adları kullanıldığı, karakter, aile bireyleri, iş bölümü benzerliğinin bulunduğu, etraf betimlemesinde çöp, pis konu, zararlı alışkanlık olarak puro kullanımı,

– Her iki romanda da karakterlerden kadınların apartman dışından olmaları ve arkadaşlık yaptıkları erkekler (Sinan ve 7 Numara: Ben) tarafından aşağılayıcı ifadelerle tanıtmış olmaları,

– Her iki olayda da terör olaylarının işlendiği,

– Her iki kitaptaki karakterlerin sorunlu ve hâletiruhiyesi bozuk kişiler oldukları, davacı kitabındaki ana karakter Sinan ile sevgilisi Christine ve taşınma işi ile davalı kitabındaki ana karakter 7 Numara: Ben ve arkadaşı Ethel’in ev taşınma olayı bazı bölümlerinde verilen örnekteki gibi örtüştüğü,

– Her iki romanın bitişinde bir kendisinin yazmadığını söylerken, davalı yazar da romanını “7 Numara: Ben’ uydurduğunu, kendisinin yazmadığını ifade ettiği…

İsimler de benzer

– Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafa ait eserin isim benzerliği, kurgulama, karakterler, mekân ve zaman birliği, olay örgüsüne ve soncu bakıldığında esinlemenin çok ötesinde, davacının romanının adından ve içeriğinden yararlanıldığı ve bu yararlanmanın intihal düzeyinde olduğu kabul edilmiş ve davacı tarafın Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklı haklarının ihlal edildiği kabul edilmiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu