Éric Metzger’in “Orpheus” adlı romanı, İş Kültür Yayınları aracılığıyla ve İpek Ortaer Montanari’nin çevirisiyle okuyucuyla buluşuyor. Roman, modern insanın arayışlarını mitolojik bir çerçeveye oturtarak özgün bir anlatı sunuyor.
Kitabın merkezinde, otuzlu yaşlarında, monoton bir yaşam süren Louis yer alıyor. Louis, bir bitpazarında dolaşırken dikkatini çeken eski bir telefon satın alır. Evde telefonu deneme amacıyla, aklına gelen tek numarayı, yıllar önce kaybettiği babasının numarasını tuşlar. Şaşkınlığı, telefonun diğer ucunda babasının sesini duymasıyla katlanır.
Eş zamanlı olarak, “dram ve cehennem düşkünlüğü”ne sahip genç bir adam, Orpheus kimliğine bürünerek, hayatının aşkı Eurydike’yi aramak için karanlık bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta Orpheus, Hades’ten Kerberos’a, Kharon’dan Erinys’lere kadar birçok mitolojik figürle karşılaşır. Vergilius’un rehberliğinde, umutsuz bir arayışa sürüklenir.
Roman, Louis ve Orpheus’un hayatlarını paralel olarak ilerletir. Gündüzleri Louis, geceleri ise Orpheus, kendi gerçekliklerinde bir hayalin peşinden koşarlar. Bu iki karakterin kesişen kaderleri, okuyucuyu derin bir sorgulamaya davet eder. Nereye kadar gidecekleri, hangi gerçekliğe ulaşacakları ise romanın temel sorularından birini oluşturur.
“Orpheus”, 2017’de Académie Française François Mauriac Ödülü’ne layık görülmüştür. Éric Metzger, bu romanıyla mitolojiyi günümüz insanının varoluşsal sorunlarıyla harmanlayarak, modern insanın çaresizliğini ve arayışını canlı bir dille anlatır. Roman, okuyucuya hem sürükleyici bir hikâye sunarken hem de düşündürücü bir deneyim yaşatır.
