Arter, kimlik, bellek, yitirilen doğa ve göç gibi kavramları mekân ve zaman düzleminde inceleyen bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sanatçının, çocukluğunun geçtiği Kurtuluş ve Tarlabaşı semtlerindeki binalardan topladığı nesneler, eserlerin temelini oluşturuyor ve bu nesneler aracılığıyla kent tarihinin kırılma noktalarına dikkat çekiliyor.
Nilüfer Şaşmazer’in küratörlüğünde hazırlanan sergide, sanatçının özellikle bu sergi için ürettiği ve her birinde farklı bir müzikalitenin hissedildiği eserler, birbirleriyle diyalog halinde sunuluyor. Sanatçı, eserlerinde ses ve görsel unsurları bir araya getirerek izleyiciye çok boyutlu bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Serginin dikkat çeken işlerinden biri olan “Huzursuz Balkon,” Arter’in desteğiyle üretilmiş ahşap ve dökme demirden akartus yaprağı motiflerinin kullanıldığı hareketli bir eser. Eserden yayılan çan sesleri, demir dövenlerini çağrıştırarak geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor. Bir diğer önemli çalışma ise, 22 farklı ağaç kabuğundan oluşan “Dendrologia.” Bu eserin yaydığı kendine özgü sesler de serginin atmosferine katkıda bulunuyor.
Bu görsel ve işitsel zenginlikleriyle dikkat çeken sergi, 9 Ağustos 2026’ya kadar Arter’de ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek. Sergi, objeler aracılığıyla geçmiş, bugün, gelecek ve araf kavramlarına odaklanarak izleyicinin belleğine dokunmayı ve onlara farklı bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. Ziyaretçiler, sergiyi gezerken hem görsel hem de işitsel bir şölenle karşılaşacaklar ve kent belleğinin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkacaklar.
