Araştırmalar, iklimdeki dramatik değişikliklerin, daha önce Homo floresiensis adıyla bilinen ‘hobbit’ benzeri insanların ve avları olan cüce fillerin yok olmasına yol açmış olabileceğini gösteriyor. Bu ilginç insan türü, yaklaşık bir metre boyunda olup, adada yaşamını sürdüren stegodon adı verilen cüce filleri avlayarak hayatta kalıyordu.
Önceki yıllarda yapılan bazı çalışmalar, Homo floresiensis’in ve fillerin yok olmasının, modern insanlarla rekabet veya volkanik patlamalar gibi felaketlere bağlanabileceğini öne sürüyordu. Ancak yeni bir araştırma, bu türlerin 38.000 yıl önce tamamen yok olduklarını ve modern insanların bölgeye onların kaybolmasından 4.000 yıl sonra geldiğini ortaya koyuyor.
Avustralya’daki Wollongong Üniversitesi’nden Prof. Michael Gagan, o dönemde devasa volkanik patlamalarla ilgili kanıtların eksik olduğunu belirterek, Homo floresiensis’in yok olmasında iklim değişikliğinin rol oynayabileceğini söyledi. Gagan ve ekibi, Flores Adası’na yakın bir mağaradan kaya örnekleri toplayarak, bölgedeki mevsimsel yağış düzenini inceledi. Analizler, 55.000 ila 76.000 yıl önce adadaki yıllık yağış miktarının %38 oranında azaldığını gösterdi. Ayrıca, 56.000 yıl önce bölgenin bugünkünden %51 daha kuru olduğunu ortaya koydu.
Gagan, yağışlardaki azalma ile birlikte bölgedeki su kaynaklarının yetersiz hale geldiğini belirtti. Musonların, yıl boyunca adadaki su kaynaklarını beslediğini söyleyen bilim insanı, yaz aylarındaki kuraklığın, su sıkıntısı yüzünden insanlar ve hayvanlar arasında anlaşmazlıklara yol açmış olabileceğini düşündü.
Bu durumda, su arayışı nedeniyle stegodonların büyük ihtimalle doğduğu yerlerden ayrıldığını ve bu değişimin, Homo floresiensis’in de avlarının peşinden benzer bir şekilde hareket etmeye zorlandığını ileri sürüyor. İklimin daha da kurumasıyla, her iki tür de yaşamlarını sürdürebilmek için daha az su bulunan bölgelere doğru göç etmek zorunda kalmış olabilir.
Gagan, her iki türün de yaşam alanlarının dışına çıkarken, modern insanlarla karşılaşmaları halinde savunmasız hale gelmiş olabileceklerini vurguladı. Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacı Michela Leonardi ise bu bulguların mantıklı olduğunu belirtti. Leonardi, “Su kaynağının azalması, insan ve hayvanlar için değişimin en büyük tetikleyicisi olabilir,” dedi ve ekledi: “Su bulunmadığında hayatta kalmak çok zorlaşır.”
Sonuç olarak, Homo floresiensis ve stegodonların cüce formlarına bürünerek adada hayatta kalmaya çalışmaları, iklim değişikliğinin hızlı etkilerine karşı yaşam mücadelesi vermek için olağanüstü bir uyum sağladıklarını gösteriyor. Ancak, bu hızlı değişikliklerin bu türler için mutasyonlar ve adaptasyonlarla başa çıkılamayacak kadar zorlu olduğu düşünülüyor.
Yeni araştırmalar, iklim değişikliğinin tarihsel süreçlerde nasıl kritik bir rol oynadığını bir kez daha gözler önüne seriyor ve bu türlerin kayboluşu, doğal dünyadaki ekosistem dengelerinin ne kadar kırılgan olabileceğini hatırlatıyor.