Ankara’daki respublika, Livera Düşünce Buluşmaları’nın üçüncüsüne ev sahipliği yaptı. Buluşmanın odağında Jacques Rancière’in “Özgürlük Uzakta: Çehov Öyküleri Üzerine Deneme” adlı eseri vardı. M. Çağlar Atmaca ve M. Taha Tunç, bu önemli eserden yola çıkarak katılımcılarla derinlemesine bir söyleşi gerçekleştirdi.
Rancière’in “Özgürlük Uzakta” kitabı, Çehov’un öykülerindeki karakterlerin yolculuklarını ve bu yolculukların okuyucuda bıraktığı izlenimleri inceliyor. Kitapta, Çehov’un karakterlerinin genellikle yolun ortasında bırakıldığı, öykülerin bir sonu olmasına rağmen karakterlerin yolculuklarının tamamlanmadığı vurgulanıyor. Bu durum, okuyucuda karakterlerin geleceğine dair bir merak uyandırıyor ve öykülerin etkisini uzun süre devam ettiriyor.
Rancière, “Ariadna” veya “Küçük Köpekli Kadın” gibi öykülerde bir aşk hikayesinin, “Taşralı” veya “Üç Yıl” gibi öykülerde ise bütün bir hayat hikayesinin anlatıldığını belirtiyor. “Hayaller” adlı kısa öyküyü ise ayrıcalıklı bir yere koyuyor; çünkü bu öykünün, anlatım biçimini harekete geçiren gizli gücü, yani zamanın muğlak bir şekilde başladığı hissini algılamamıza olanak tanıdığını ifade ediyor.
Rancière’e göre köleler ve efendiler çağı resmen kapanmıştır ve bununla birlikte köleliğin tekrar eden zamanının tekdüzeliği de sona ermiştir. Özgürlük henüz gelmemiştir, ancak yeni zaman kendi fikrinin işaretini taşımaktadır ve bu fikir artık unutulamaz. Yazarın görevi ise, özgürlükle aramızdaki mesafeye dair yalan söylemeden ya da o mesafeye teslim olmadan, bizi o mesafenin ufkuna yerleştirmektir; uzaktaki özgürlüğe kölelik zamanında bir çatlak açmaktır.
