Sequoia’nın İsrail askeri teknolojilerine yatırım geçmişi, çok sayıda sanatçı ve yönetmeni harekete geçirirken, platforma yönelik protestolar giderek büyüyor.
İlk olarak 8 Temmuz’da yayımlanan ve Aki Kaurismäki, Amalia Ulman, Nadav Lapid, Ari Folman gibi önde gelen isimlerin de aralarında bulunduğu 63 sinemacının imzasını taşıyan açık mektup, kısa sürede 100’ün üzerinde sinema profesyonelinin desteğini aldı. Mektupta, MUBI’nin Sequoia’dan yatırım kabul ederek “Filistin halkına yönelik şiddetten dolaylı biçimde fayda sağladığı” ifade edildi ve şirketten üç net talepte bulunuldu.
FWP’den MUBI’ye: “Üç Adımı Atın”
Filmmakers for Palestine (FWP) adlı oluşum, bu yatırım kararının geri dönülmez etik sonuçlar doğurduğunu vurgulayarak MUBI’ye şu çağrıda bulundu:
- Sequoia Capital’ın “soykırımdan kâr sağladığını” kamuoyuna açıkça ifade edin.
- Sequoia temsilcisi Andrew Reed’i MUBI’nin yönetim kurulundan çıkarın.
- Gelecekteki yatırımlar için bağlayıcı bir etik politika benimseyin ve iş birliklerinde BDS/PACBI ilkelerine uyun.
CEO Çakarel’den Açıklama: “Gazze’de Olanlarla Ortak Değiliz”
Tepkilerin büyümesinin ardından MUBI’nin kurucusu ve CEO’su Efe Çakarel, 14 Ağustos’ta Variety dergisine yaptığı açıklamada yatırım kararını savundu. Sequoia ile kurulan ilişkinin Gazze’de yaşananlarla doğrudan bir bağlantısı olmadığını belirten Çakarel, etik yatırım politikaları geliştireceklerini, bağımsız bir Sanatçılar Danışma Konseyi kuracaklarını ve “risk altındaki sanatçılar” için özel bir fon oluşturacaklarını duyurdu.
Ancak bu açıklama, FWP tarafından “eksik ve hayal kırıklığı yaratan” bir karşılık olarak değerlendirildi.
Filmmakers for Palestine: “PR değil, net adım istiyoruz”
FWP, yayınladığı yeni açıklamayla Çakarel’in açıklamasını detaylı biçimde eleştirdi. Açıklamada, MUBI’nin sanatçılardan geri bildirim toplayarak etik bir yatırım politikası geliştirmesi olumlu bir adım olarak görülse de, bunun gerçek bir dönüşüm değil yalnızca bir “kriz yönetimi stratejisi” olduğuna dikkat çekildi.
Sanatçılar Danışma Konseyi önerisi ise kafa karıştırıcı bulundu. Açıklamada, “MUBI’nin finanse ettiği ve dağıttığı filmlerin yaratıcıları zaten pozisyonlarını açıkça ortaya koydu. Bu konsey kime danışacak?” denildi. Benzer şekilde, “risk altındaki sanatçılar” için fon oluşturulması da “yalnızca sınırlı bir yarar sağlayacağı ve yapısal sorunu çözmeyeceği” gerekçesiyle eleştirildi. Özellikle son 22 ayda İsrail’in saldırıları sonucu yaşamını yitiren 270’ten fazla Filistinli gazeteci ve sanatçının bu fondan yararlanamayacağı hatırlatıldı.
“Sequoia’ya Kişisel İndirgemenin Sorumluluğu Gizlediğini Görüyoruz”
FWP, Çakarel’in açıklamasında Sequoia Capital’ı yalnızca bir ortağa –Shawn Maguire– indirgemesinin sorumluluğu saptırmaya yönelik olduğunu öne sürdü. Açıklamada, “Sequoia’nın askeri teknolojilere yaptığı yatırımlar bireysel bir tercih değil, kurumsal bir politikadır. Bu gerçeği görmezden gelmek, şirketin ve yatırımcının sorumluluğunu örtbas etmektir” ifadelerine yer verildi.
‘Soykırım’ Sözcüğünün Kullanılmaması Eleştirildi
Ayrıca Çakarel’in açıklamasında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dair “soykırım” terimini kullanmaktan kaçınması da ciddi bir hayal kırıklığı olarak nitelendi. Açıklamada, Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütlerinin açık değerlendirmelerine rağmen, MUBI CEO’sunun yalnızca “insani felaket” tanımına başvurmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.
“Bu Krizi Geri Dönülmez Hale Getirmeyin”
FWP, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu çağrılar, MUBI’nin işleyişine dair bilgisizlikten doğmamıştır. Tam aksine, Sequoia’nın savaş suçlarıyla bağlantılı yatırımları hakkında oldukça bilinçliyiz. MUBI, bu ortaklıkla yalnızca kârını değil, ahlaki pozisyonunu da seçmiştir. Bu nedenle taleplerimizi yineliyoruz: Sequoia ile iş birliğini kamuoyuna açıkça kınayın, yatırımcısını yönetim kurulundan çıkarın ve etik bir yatırım politikası oluşturun.”
Tartışmaların gölgesinde, MUBI’nin alacağı kararların yalnızca şirketin itibarı değil, küresel sinema topluluğuyla olan ilişkisi açısından da belirleyici olacağı yorumları yapılıyor. Sinema dünyası, sanat ve etik arasındaki çizginin nasıl çizileceğini dikkatle izliyor.