Amerika ve Avrupa’da gençler kitaplar yerine sosyal medya içeriklerine yöneliyor. Türkiye’de ise ekran bağımlılığı okuma alışkanlığını ciddi biçimde gölgeliyor. Uzmanlar, bu değişimin yalnızca bir alışkanlık kaybı değil, düşünsel derinliğin de zayıflaması anlamına geldiğini belirtiyor.
Okuma Oranları Dibe Vurdu
Birleşik Krallık’ta yapılan araştırmalara göre, halkın yaklaşık yüzde 40’ı 2024 yılında kitap okumadı. Sesli kitaplar dahil edildiğinde bile tablo pek değişmiyor. ABD’de son yirmi yılda keyfi amaçla okuma oranı neredeyse yarı yarıya azalmış durumda. Avrupa genelinde de kitap satışlarında ciddi bir duraksama gözleniyor. Yayıncılar, özellikle genç kuşakların dikkatinin sosyal medya ve dijital içeriklere kaydığını belirtiyor.
Karmaşık Metinler Artık Anlaşılmıyor
Amerika’da yapılan bir akademik araştırma, üniversite öğrencilerinin klasik eserleri anlamakta zorlandığını ortaya koydu. Charles Dickens gibi yazarların eserleri, artık genç okuyuculara “fazla karmaşık” geliyor. Uzmanlar, sosyal medyada tüketilen kısa ve basit içeriklerin uzun cümlelerle kurulan düşünce zincirlerine olan ilgiyi azalttığını vurguluyor.
Avrupa’da da Gençler Ekrana Yöneliyor
İskandinav ülkeleri dışında Avrupa’nın genelinde de okuma oranları düşüşte. Almanya, Fransa ve İngiltere gibi büyük pazarlarda gençler kitap yerine podcast, video içerikleri ve sosyal medya akışlarını tercih ediyor. Kütüphanelere olan ilgi azalırken, kitap satışları da durağan seyrediyor.
Türkiye’de Kitap Okumak Lüks Hale Geldi
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de düzenli kitap okuyan kişi sayısı oldukça düşük. Kitap, hem zaman hem de maliyet açısından “lüks” olarak görülmeye başladı. Gençler bilgiye YouTube, TikTok ve Instagram gibi platformlar üzerinden ulaşıyor. Ancak uzmanlara göre bu içerikler çoğu zaman yüzeysel kalıyor ve derinlemesine düşünmeyi teşvik etmiyor.
Popüler Kitaplarda Cümleler Kısalıyor, Düşünceler Yüzeyselleşiyor
Edebiyat dünyasında da büyük bir dönüşüm yaşanıyor. 1930’larda bir romanda ortalama cümle uzunluğu 30-40 kelimeyken, günümüzün çok satan kitaplarında bu sayı 10 kelimenin altına inmiş durumda. Bu değişim yalnızca estetik değil, düşünme biçiminin de sadeleştiğine işaret ediyor. Eleştirmenler, kısa cümlelerin zihinsel yoğunluğu da azalttığını savunuyor.
Okumanın Yerine Ne Geçti?
Okuma alışkanlığının yerini dijital eğlence kültürü aldı. Gençler metroda kitap yerine TikTok ve Instagram Reels izliyor. Sosyal medya, basit ve hızlı içeriklerle dikkat çekiyor; uzun süreli odaklanma yerine anlık tepkiyi teşvik ediyor.
Görsel içeriklerin yükselişi de bu dönüşümde etkili. YouTube, Netflix ve podcast gibi platformlar, kitapların derinliğini taşıyamasa da daha kolay tüketildikleri için tercih ediliyor. Görsellik arttıkça, sözcükler arka plana itiliyor.
Yapay zekâ ise farklı bir boyut getiriyor. İnsanlar artık uzun metinleri okumak yerine ChatGPT gibi araçlardan özet istiyor. Bu yöntem pratik olsa da okumanın sağladığı zihinsel gelişimi sunmuyor.
Daha Fazla İçerik, Daha Az Derinlik
Eğlence kültürünün yaygınlaşmasıyla kitap okuma geri plana itiliyor. Kitap sabır gerektirirken, dijital içerikler anında ödüllendirici yapısıyla öne çıkıyor. Bu da gençler arasında okumayı daha az tercih edilen bir faaliyet haline getiriyor.
Uzmanlara göre asıl tehlike, bu içeriklerin yalnızca bilgi değil, düşünme biçimini de şekillendirmesi. “Daha mı çok biliyoruz, yoksa sadece daha çok içerik mi tüketiyoruz?” sorusu giderek daha fazla önem kazanıyor. Çünkü okuma alışkanlığının gerilemesi, toplumun düşünme kapasitesi üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir.