Ömür İklim Demir’in yeni romanı Kum Tefrikaları, Doğan Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu.
Roman, Murat Hoca’nın “Dünyanın kenarı, kimsenin hikâyesi burada başlamaz, sadece herkesinki burada sona erer” sözleriyle açılıyor. Ancak bu sözler, anlatıcının kendi hikayesinin aslında tam da bu “dünyanın kenarında” başladığını ifade etmesiyle çürütülüyor. Hikaye, temmuz ayında rüzgarlı bir havada, belirsiz bir mekanda filizleniyor.
Sayfalar arasında esen rüzgar, her şeyi sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde bırakıyor. Kenarlar, köşeler, evler, arabalar, günler, takvimler, hayaller, her şey kum tarafından yutuluyor. Bozkıra bakan kasvetli balkonlar, bir anda Boğaz manzarasına açılıyor; ölüm umuda, umut çaresizliğe dönüşüyor. Kavramların sürekli değiştiği bu atmosferde, Ömür İklim Demir, Türkiye’nin son yüz yıllık dönemine ışık tutuyor, geçmiş ve gelecek arasında sabırla bir köprü kuruyor. Yazar, ilk eseri Muhtelif Evhamlar Kitabı’ndan sonra, “kumdan, buhardan, hayalden ibaret” olarak tanımladığı bu romanla okuyucuların karşısına çıkıyor.
Kum Tefrikaları, bir köşeye sıkışmanın, kendine gömülmenin, uzaklara düşmenin, öteki bile olamamanın, boşluğun, hevesin, meşgalenin hikayesi. Doktor Mithat, Murat Hoca, Yurdanur Hala, Şevket Kemal Bey gibi karakterlerin yanı sıra, ölüler, kelimeler, telgraf sesleri, toz, rüzgar, bulutlar, geçmiş yıllar ve üstümüzden gelip geçen her şey bu romanın parçaları. Tüm bunlar, okuyucuya sunulan bir “iyi dilek” ve Demir’in kaleminden çıkan bir ilk roman deneyimi olarak karşımıza çıkıyor. Roman, karakterlerin iç dünyalarına derinlemesine bir yolculuk sunarken, aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihine de farklı bir perspektiften bakmayı sağlıyor.
