Milan Kundera’nın “Şaka” adlı romanı, Zehra Gençosman’ın çevirisiyle okurlara sunuldu. Eser, yayınevi tarafından yapılan duyuruyla edebiyat dünyasına tanıtıldı.
Romanın merkezinde, Ludvik adlı bir karakterin hikayesi yer alıyor. Ludvik, kız arkadaşı Marketa’dan bir mektup alır. Marketa, mektubunda hayatından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, Batı’da devrimin yakın olduğuna dair düşüncelerini paylaşır. Marketa’nın kendisini özlememesi üzerine Ludvik, bir kartpostalın arkasına ironik bir mesaj yazarak ona gönderir: “İyimserlik, insanlığın afyonudur! Sağlıklı ruh, hıyarlıktan başka bir şey değil. Yaşasın Troçki!”
Ludvik’in “şaka” amacıyla yazdığı bu üç cümle, beklenmedik sonuçlar doğurur. Bu mesaj, Ludvik’in Komünist Parti’den ve üniversiteden atılmasına, toplumdan dışlanmasına neden olur. Milan Kundera’nın ilk romanı olan “Şaka”, sosyalist Çekoslovakya’ya yönelik eleştirel bir bakış sunar. Romanın yayımlanmasının ardından, Kundera’nın tüm eserleri yasaklanır. Hatta “Şaka”nın Jaromil Jireš tarafından yapılan sinema uyarlaması dahi bu yasaklamadan nasibini alır. Kundera, bir süre sonra ülkesinden sürgün edilir ve vatandaşlıktan çıkarılır.
“Şaka”nın ilk yayımlanmasının üzerinden neredeyse yarım asır geçmiştir. O dönemde politik göndermeleriyle dikkat çeken bu roman, günümüzde aşk ve intikam temalarını işlerken insan varoluşunun evrensel sorunlarına ışık tutmaya devam ediyor. Roman, kalıcı bir yapıt olarak okuyuculara hitap ediyor ve zamansız bir değer taşıyor.