László Krasznahorkai’nin “Seiobo Orada, Aşağıdaydı” adlı romanı, Gün Benderli’nin çevirisiyle okurlarla buluştu. Can Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan bu eser, edebiyatseverlerin ilgisini çekmeyi hedefliyor.
Kitap, Japon Tanrıçası Seiobo’nun mitolojik bahçesinde üç bin yılda bir açan, ölümsüzlük meyvesi veren şeftali ağacının efsanesinden yola çıkıyor. 2015 Uluslararası Man Booker Ödülü sahibi Krasznahorkai, bu romanında kusursuzluğun peşinde ölümlüler dünyasına inen tanrıçanın izini sürüyor.
“Seiobo Orada, Aşağıdaydı”, tematik bir bütünlük içerisinde bir araya getirilmiş farklı öykülerden oluşuyor. Kadim bir Buda heykelinin restorasyonu, Rönesans ressamının atölyesindeki titiz çalışma, Noh oyunu aktörünün provaları, köylülere ders veren bir barok müzik tutkununun coşkusu, Japonya’nın kutsal tapınağındaki bir ritüeli bozan turistlerin şaşkınlığı ve av peşindeki bir balıkçıl kuşu gibi çeşitli anlatılar, okuyucuyu farklı dünyalara taşıyor. Roman, ölümsüz sanat eserleri, yaratım anının gizemi ve kadim ritüellerin derin anlamı üzerinden içkinlik, yücelik, geçicilik ve hakikat gibi kavramları sorguluyor.
Kitap hakkında övgü dolu sözler sarf eden James Wood, eseri “obsesif, deha sahibi” olarak nitelendirirken, W.G. Sebald, Krasznahorkai’nin eserlerindeki evrenselliğin Gogol’ün “Ölü Canlar”ıyla yarıştığını ve çağdaş yazındaki sıradan kaygıları aştığını belirtiyor. Susan Sontag ise yazarı “kıyameti anlatan çağdaş bir usta” olarak tanımlıyor. Imre Kertész, Krasznahorkai’nin uzun ve karmaşık cümlelerinin kendisini büyülediğini ve yarattığı kasvetli dünyaya rağmen Nietzsche’nin metafizik avuntu olarak adlandırdığı aşkınlığı hissetmenin mümkün olduğunu vurguluyor.
Kitapseverlerin ilgisini çekebilecek diğer eserler arasında Péter Nádas’ın “Bir Aile Romanının Sonu” ve “Ölümle Baş Başa”, Imre Kertész’in “Kadersizlik”, László Krasznahorkai’nin “Savaş ve Savaş” ve Géza Csath’ın “Afyon” adlı kitapları yer alıyor.
László Krasznahorkai, 1954’te Macaristan’da doğmuş, Budapeşte’de dil, edebiyat ve hukuk eğitimi almıştır. İlk romanı “Şeytan Tangosu” ile Macar edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olmuş, aynı eser Béla Tarr tarafından yedi buçuk saatlik bir filme uyarlanmıştır. Yazar, Sovyet Bloku’nun çöküşünde çeşitli ülkelerde yaşamış, Moğolistan ve Çin deneyimlerini kitaplarına yansıtmıştır. 2015 yılında Man Booker Uluslararası Ödülü’nü kazanan ilk Macar yazar olmuştur.
Gün Benderli (Togay) ise 1930’da İstanbul’da doğmuş, Paris’te hukuk öğrenimini yarıda bırakarak Budapeşte Radyosu’nda çalışmıştır. Macar yazarı Imre Madách’ın “İnsanın Trajedisi” adlı oyununu Türkçeye çevirmiş, anılarını “Su Başında Durmuşuz” adlı kitapta toplamıştır. Ayrıca Macarca-Türkçe Sözlük’ün hazırlanmasında yer almıştır.
