Edirne Selimiye Camii’ndeki restorasyon çalışmaları, uzmanlar arasında tartışmalara yol açtı. Mimarlık ve koruma uzmanları, yapılan müdahalelerin uluslararası koruma ilkeleriyle çeliştiğini ve UNESCO Dünya Mirası statüsünü tehlikeye atabileceğini belirtiyor.
Mimar Korhan Gümüş, sorunun mimarlık ve koruma alanlarının iktidar ve bakanlık kontrolünde görülmesinden kaynaklandığını savunuyor. Gümüş’e göre, oluşturulan kurullar ve danışma organları, kamusal çıkarlarla uyumlu ve ideolojik yaklaşımlar içinde hareket ederek, fikir ortamını olumsuz etkiliyor. Bu durum, geçmişi yeniden yaratma çabalarına yol açarak, kültürel mirasın özgün değerlerinin yok edilmesine neden oluyor. Gümüş, anıt yapıların tasarlanabilir nesneler olarak görülmesinin yanlış olduğunu, yapılarla diyalog kurarak onları anlamanın ve koruma eylemlerini buna göre yönlendirmenin önemini vurguluyor.
Restorasyon uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Selimiye Camii’ndeki mevcut bezemelerin altında 16. yüzyıla ait bir katman bulunmadığını, bu nedenle bezemeleri değiştirmenin tarih yazımını yeniden yapmak anlamına geleceğini ifade ediyor. Ahunbay, kubbede zamanla oluşan katmanların caminin tarihinin bir parçası olduğunu ve bu katmanlara saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Bezeme yenilemelerinin, özellikle dünya mirası eserlerinde, uydurma bir işlem olduğunu ve bu tür müdahalelerden kaçınılması gerektiğini savunuyor.
Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Arkeolog-Editör Nezih Başgelen, yapılan müdahalenin uluslararası ve ulusal koruma belgeleriyle çeliştiğini ve UNESCO açısından Selimiye’nin mevcut statüsünü riske soktuğunu belirtiyor. Başgelen, Selimiye Camii ile ilgili oluşturulan Danışma Kurulu’nun acilen toplanarak gerekli incelemeleri yapması ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşması gerektiğini vurguluyor.
Edirne İdare Mahkemesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan restorasyon projesiyle ilgili belgeleri talep etmiş, ancak bakanlık belirtilen süre içinde belgeleri göndermemişti. Bu durum, restorasyon sürecinin şeffaflığı konusunda soru işaretleri yaratmıştı.
Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak nitelendirdiği, Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından biri. 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş olması, yapının korunmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Tartışmaların odağında, yetkili Bilim Kurulu’nun onayladığı kubbe içi kalem işi projesinin iptal edilerek, resmi hüviyeti olmayan bir heyetin önerdiği yeni bir projenin kabul edilmesi yer alıyor. Bu durum, uzmanlar ve kamuoyu tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor.
Venedik Tüzüğü’nün tarihi yapıların korunması ve restorasyonuyla ilgili maddelerinin Edirne Selimiye’deki restorasyon sürecinde göz ardı edildiği belirtiliyor. Tüzük, onarımın uzmanlık gerektirdiğini, özgün malzemeye ve güvenilir belgelere saygıyla bağlı kalınması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, farklı dönemlere ait katkıların korunması, eksik kısımların bütünle uyumlu bir şekilde tamamlanması ve eklemelerin yapının dengesine zarar vermemesi gerektiği gibi prensipleri içeriyor.
