Filmler her zaman iyi kahramanlara ihtiyaç duyar, ancak unutulmaz bir kötü karakter bir yapımı efsaneleştirebilir. İşte sinema tarihine damga vurmuş, mükemmel yazılmış ve etkileyici performanslarla hayat bulmuş 10 unutulmaz kötü karakter:
Mr. Potter — “It’s a Wonderful Life” (1946)
Frank Capra’nın yönettiği bu Noel klasiği, aile, erkeklik ve ruh sağlığı üzerine dokunaklı bir hikaye sunuyor. Filmdeki zalim banker Bay Potter, Lionel Barrymore’un performansıyla açgözlülüğün ve denetlenmeyen gücün vücut bulmuş hali olarak karşımıza çıkıyor.
Harry Powell — “The Night of the Hunter” (1955)
Başlangıçta başarısız olan bu yapım, zamanla yeniden keşfedilerek sinema tarihinin en korkutucu kötü karakterlerinden biri olan Robert Mitchum’un canlandırdığı Harry Powell’ı gün yüzüne çıkardı. Powell, dönemin kötü karakterleri için şok edici derecede karmaşık ve rahatsız edici bir figür olarak filmin kasvetli atmosferini belirliyor.
HAL 9000 — “2001: A Space Odyssey” (1968)
Stanley Kubrick’in bilim kurgu başyapıtı olan bu filmde, Discovery One’ı yöneten yapay zeka HAL 9000, programlamasındaki çelişki nedeniyle kontrolden çıkarak insanlığa karşı bir tehdit oluşturuyor. Douglas Rain’in olağanüstü seslendirmesiyle HAL 9000, sakinliği ve zarafetiyle dehşet verici bir karaktere dönüşüyor.
Batı’nın Kötü Cadısı — “The Wizard of Oz” (1939)
Bu masalsı filmde, Margaret Hamilton’ın canlandırdığı Batı’nın Kötü Cadısı, sinema tarihinin en etkili kötü karakter performanslarından biri olarak öne çıkıyor. Kötülüğünden keyif alan bu karakter, izleyiciye saf kötülüğün cazibesini hissettiriyor.
Anton Chigurh — “No Country for Old Men” (2007)
Coen Kardeşler’in bu yapımında Javier Bardem’in canlandırdığı Anton Chigurh, sinema tarihinin en acımasız tetikçilerinden biri olarak hafızalara kazınıyor. Hem anlam katmanlarıyla sembolik hem de somut olarak ölümcül bir güç olan Chigurh, adeta açıklanamaz bir doğa kuvveti gibi.
Hemşire Ratched — “One Flew Over the Cuckoo’s Nest” (1975)
Louise Fletcher’ın canlandırdığı Hemşire Ratched, psikiyatri kurumlarındaki baskıcı sistemi temsil ediyor. Otoritenin baskıcı yüzünü ve bireyin zihinsel sağlığına nasıl zarar verdiğini gösteren Ratched, sinema tarihinin en sevilmeyen figürlerinden biri haline geliyor.
Phyllis Dietrichson — “Double Indemnity” (1944)
Billy Wilder’ın film noir klasiğinde Barbara Stanwyck’in canlandırdığı Phyllis Dietrichson, sinema tarihinin en unutulmaz femme fatale’lerinden biri olarak öne çıkıyor. Güçlü bir iradeye sahip, katmanlı bir kişiliğe sahip olan Phyllis, hikayeyi ateşleyen unsur oluyor.
Hans Landa — “Inglourious Basterds” (2009)
Quentin Tarantino’nun bu yapımında Christoph Waltz’un canlandırdığı Hans Landa, olağanüstü zekası ve karizmasıyla hem korkutucu hem de büyüleyici bir karakter olarak izleyiciyi etkiliyor. Landa, seyircinin nefret etmekten zevk aldığı ender kötü adamlardan biri.
The Joker — “The Dark Knight” (2008)
Christopher Nolan’ın bu süper kahraman filminde Heath Ledger’ın canlandırdığı Joker, sinema tarihinin en unutulmaz karakterlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kaos felsefesi ve Gotham’a yaydığı terör ile Joker, unutulmaz bir kötü adam haline geliyor.
Michael Corleone — “The Godfather: Part II” (1974)
Francis Ford Coppola’nın bu başyapıtında Al Pacino’nun canlandırdığı Michael Corleone, gücün yozlaştırıcı etkisiyle bambaşka birine dönüşerek filmin asıl kötüsüne evriliyor. Onun hikayesi, gücün ve hırsın bir insanı nasıl paramparça edebileceğinin sinemadaki en çarpıcı örneklerinden biri.