Fol Kitap’tan çıkan yeni ajanda, Tarhan Gürhan’ın özgün yaklaşımıyla dikkat çekiyor. “Kedili Ajanda” adı altında yayımlanan bu eser, alışılmışın dışında bir bakış açısıyla hayatın anlamını sorguluyor. Ajanda, aslında bir mektup gibi, okuyucuyu kendi iç dünyasına dönmeye teşvik eden bir davet niteliğinde.
Gürhan Gürhan’ın ifadesiyle, ajanda “kedinin ciğere bakma ajandasıdır.” Bu metafor, kedilerin kendi varlıklarıyla meşgul olmalarını ve dış dünyadan kopuk olmalarını simgeliyor. İnsanın ise iç dünyasını yememesi, yani kendi özgünlüğünü koruması gerektiği vurgulanıyor. Hayatın dışındaysak, kedinin iç dünyasına giremeyiz, bu da insanın kendi içsel tutkularına ve değerlerine sahip çıkmasının önemini gösteriyor.
Ajandanın tasarımı da bu özgünlüğü yansıtıyor. Kapağında yer alan kedi figürü, bu felsefi yaklaşımın görsel bir sembolü haline geliyor. Metinler, düşünceler ve notlar için ayrılan alanlar, okuyucunun kendi düşüncelerini geliştirmesine ve içsel yolculuğuna çıkmasına yardımcı olacak şekilde tasarlanmış. “Kediler kendilerine gelmezler, zaten kendilerinden hiç gitmemişlerdir” sözü, bireyin kendi özgün kimliğini keşfetme ve dış etkenlerden etkilenmemeye yönelik bir çağrıyı da beraberinde getiriyor. Bu ajanda, sadece bir zaman çizelgesi değil, aynı zamanda bir düşünce deneyi ve içsel bir arayışın ifadesi olarak okunabilir.
