Visa’nın Avrupa’daki kapsamlı araştırması, yapay zeka destekli sahte içeriklerin kullanıcılar üzerindeki etkilerini derinlemesine ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre, yapay zekâ tarafından üretilen sahte içeriklere inanabilecek kişilerin dolandırılma olasılığı, normalde beş katına çıkıyor. Bu durum sadece maddi kayıplarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda zaman kaybı, psikolojik stres ve dijital güvenin sarsılması gibi ciddi sonuçlar doğuruyor.
Araştırmalar, yapay zekânın dil, görsel ve ses üretimindeki gelişmişliği sayesinde, sosyal medya paylaşımlarında, reklam kampanyalarında ve hatta videolarında gerçekçiliği artırdığını gösteriyor. Bu durum, kullanıcıların %62’sinin bu içeriklerin gerçek olduğuna inanmasına yol açıyor. Buna karşılık, şüpheci yaklaşım sergileyenlerin oranı ise sadece %13’te kalıyor. Bu önemli fark, dijital okuryazarlığın bireyler için ne kadar kritik bir beceri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Avrupa ekonomisi üzerinde dolandırıcılığın ciddi bir yükü bulunuyor. Online dolandırıcılık vakalarının ortalama bireysel bedeli 165 dolar olarak hesaplanırken, Avrupa genelinde yıllık ekonomik kayıp 9,5 milyar dolara ulaşıyor. Mağdurlar, sadece maddi kayıplarla değil, aynı zamanda dolandırıcılıkla mücadele sürecinde ortalama 14 iş günü harcamak zorunda kalıyor. Bu süre, neredeyse bir aylık çalışmanın önemli bir bölümüne denk geliyor ve üretkenliği doğrudan olumsuz etkiliyor.
Araştırmalar, kullanıcı davranışlarının dolandırıcılar için birer pusula niteliğinde olduğunu vurguluyor. İçeriği dikkatlice incelemeyen ve doğruluğunu teyit etmeyen kullanıcılar, hedef alınma olasılığı daha yüksek. Özellikle başlıkla yetinmek, kaynağı sorgulamamak ve otomatik güven refleksleri geliştirmek, dolandırıcıların saldırılarını kolaylaştırmaktadır. Katılımcıların %44’ü, daha sonra fark ettikleri içeriklerin yapay üretim olduğunu belirtiyor.
Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, bu durumla ilgili değerlendirmesinde, yapay zekânın hayatı kolaylaştırmasının yanı sıra, dolandırıcılık yöntemlerinin de geliştiğini belirtiyor. Şirket, dolandırıcılığı önlemek için 13 milyar dolarlık yatırım yapmış olup, her yıl 40 milyar doların üzerinde dolandırıcılık girişimini engellemeyi başarmış durumda. Özellikle yoğun alışveriş dönemlerinde artan dolandırıcılıkları erken aşamada tespit ederek durdurmaya odaklanılıyor.
Visa’nın yaklaşımı, dijital farkındalığın önemini vurgulayan “Dijitalde Güvendeyim” projesi ile destekleniyor. Bu proje, eğitimler aracılığıyla gerçek vakalar üzerinden ilerleyerek, özellikle duygusal manipülasyona açık gruplara yönelik güçlü bir savunma mekanizması oluşturmayı hedefliyor. Dijital dünyada güvenin sağlanması için sadece teknolojik çözümlere değil, aynı zamanda kullanıcıların bilinçli ve eleştirel düşünme becerilerine de ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Dolayısıyla, dijital farkındalık olmadan güvenliğin sağlanması mümkün olmuyor.
