Yazısına, “Yahudi Soykırımı’nı inkâr etmekten daha kötü bir şey yoktur” diyerek başlayan Levy, Holokost inkârcılığının tarihsel arka planını hatırlattı. Soykırım inkârcılarının gaz odalarının varlığını reddettiğini, kurban sayısını küçümsediğini ve bu trajediyi “komplocu” bir kurguya indirgediğini vurguladı.
“Gazze’de yaşananları inkâr etmek Holokost inkârına benziyor”
Levy, son haftalarda özellikle İsrail kamuoyunda Gazze’de yaşanan insani krize karşı gelişen tavrı “inkâr dalgası” olarak niteledi. 7 Ekim saldırılarına şüpheyle yaklaşanların antisemitik olmakla suçlandığını hatırlatan yazar, buna karşın İsrail’in Gazze’deki askeri eylemlerinin sorgulanmadığını belirtti.
“İsrail’in Gazze’de işlediği suçlar netleşene dek, toplum bunları görmezden geldi. Gözlerini başka yöne çevirdi, Hamas’ı suçladı, savaşın doğası gereği olduğunu söyledi. Hatta bazıları Gazze’de masum sivillerin olmadığını bile iddia etti.”
Levy, İsrail’in Gazze’de uyguladığı politikaların kasıtlı bir açlık stratejisine dönüştüğünü savunarak, bu durumu inkâr etmenin, Holokost inkârı kadar “iğrenç” olduğunu ifade etti.
“İnkâr, soykırım niyetini ve sürgün hedefini gizliyor”
Yazısında sert eleştirilerde bulunan Levy, İsrail’de Gazze’de açlığın olduğu gerçeğinin sistematik biçimde yalanlandığını ve bunun politik bir meşruiyet kazandığını söyledi:
“Bu inkâr, yalnızca açlık gerçeğini değil, aynı zamanda Gazze nüfusunun başka yerlere sürülmesi gibi açık hedefleri de gizlemeye hizmet ediyor. İsrail’de bu inkâr siyaseten doğru sayılıyor. Açlık yoktur! Bu söz için kimse yargılanmaz, kınanmaz.”
Açıklamalarında, açlık krizine dair yapılan her eleştirinin “antisemitik komplo teorisi” olarak etiketlendiğini belirten Levy, “Gazze’de açlık varsa, sorumlu Hamas’tır” yaklaşımının medyada hâkim söylem haline geldiğini dile getirdi.
“İsrail’in inkârının elli tonu var”
Levy, İsrail toplumundaki inkâr kültürünü çarpıcı bir ifadeyle özetledi:
“İsrail’in inkârının elli tonu vardır. Gözlerini kaçırmak, göz devirmek, bulanıklaştırmak, gizlemek ve kendine yalan söylemek. Hepsi aynı amaca hizmet eder: Suçlardan kaçmak ve mağdur rolünü oynamaya devam etmek.”
İsrail toplumunun, tarihsel travmalar üzerinden şekillenen kolektif bilinçle, şimdi de kendi sorumluluğunu görmezden geldiğini belirten Levy, inkârcıların toplumun her kesiminden olduğunu vurguladı.
“Gazze’de açlık yok demek, gerçekleri inkâr etmektir”
Levy, İsrail’de bazı çevrelerin Gazze’deki açlığa dair çıkan görüntüleri küçümseyici ya da yalanlayıcı söylemlerle karşıladığına dikkat çekerek şöyle yazdı:
“Sınırda bekleyen yardım kamyonları, obez ebeveynler, Hamas tünellerinde muz yediği iddia edilen altı ay öncesine ait görüntüler… Bunlar, gerçeği çarpıtmak için öne sürülen bahaneler.”
“Kanıt burada, ama gözler hâlâ kapalı”
Yazısını, Gazze’deki dramın artık inkâr edilemeyecek kadar görünür olduğunu vurgulayarak bitiren Levy, İsrail toplumunun bu gerçeği hâlâ reddettiğini söyledi:
“Yıllarca İsraillilerin, ne kadar korkunç kanıt sunarsak sunalım, bunları inkâr edeceklerine inandım. Bugün o kanıtlar her yerde. Açlıktan zayıflamış çocukların fotoğrafları dünya basınında yer buluyor. Ama İsrail hâlâ inkâr ediyor.”