Zeki Demirkubuz – Nuri Bilge Ceylan kavgası neden oldu?
Türkiye’nin önde gelen yönetmenleri arasındaki uzun süredir devam eden soğukluk, iddiaların ortaya atılmasına dayanıyor. Nuri Bilge Ceylan’ın yönettiği ve 2008 Cannes Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülü kazanan “3 Maymun” filminin senaryosunun, Zeki Demirkubuz’a ait olduğu iddiaları, aralarındaki yakın arkadaşlığı sarsmış durumda.
2008 yapımına kadar iki usta yönetmen arasında samimi bir ilişki olduğu biliniyordu. Ancak, Zeki Demirkubuz’un iddialarına dair herhangi bir açıklama gelmemişti ta ki Nuri Bilge Ceylan’ın 2014 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandığı “Kış Uykusu” filminin kitabı yayımlanana kadar.
Doğan Kitap tarafından yayımlanan kitapta Ceylan, “Üç Maymun” filminin senaryosunu Zeki Demirkubuz’dan çaldığı iddialarına karşı ilk kez açıklamalarda bulundu. 10Haber’den Olkan Özyurt’un aktardığına göre, Ceylan, 26 Mart 2014 tarihinde güncellediği güncesinde, senaryo hırsızlığı iddialarını reddederken aynı zamanda Demirkubuz’u suçlayıcı bir tavır sergiledi.
Ceylan, yazısında, “Çalmadım ve gerçeği biliyor. Ancak Demirkubuz, bilerek ‘çalıntı’ izlenimi yaratıyor” ifadelerini kullandı. İki yönetmen arasındaki bu gerilimin sinema dünyasındaki etkileri merakla beklenirken, her iki tarafın da sessizliğini koruması, bu meseledeki gizemi derinleştiriyor. Sinema dünyasının bu çekişmesi, Türkiye’deki sanatseverler arasında da büyük bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.
“BÖYLE BİR ŞEY YOK”
Ceylan’ın açıklaması şöyle:
“Bugün sosyal medyada yine, Zeki Demirkubuz’un ‘Yeraltı’ filminde yer alan imalardan ve göndermelerden hareketle, ‘Üç Maymun’ filmini Zeki’nin senaryosundan yola çıkarak, daha net bir ifadeyle söylersek ondan çalarak yaptığımı iddia eden bir tartışmayla karşılaştım. Her zamanki gibi yine canım sıkıldı…
Bugüne kadar bu konu hakkında hiç konuşmadım. Konuşmadım çünkü hem genelde sessizliği her zaman daha inandırıcı bulmuşumdur hem de Ebru her zaman olduğu gibi bu olayda da konuşmamam yönünde telkin verdiği için susmayı tercih ettim. Ama öte yandan ‘Sükût ikrardan gelir’ diye de bir söz var bu kültürde. O nedenle belli bir duruma düştüğünde nasıl davranması gerektiğine gerçekten kolay karar veremiyor insan. Bu konuda bugüne dek bana, herhangi bir söyleşide veya başka bir sosyal ortamda da herhangi bir soru sorulmadığı için herhangi bir açıklamada bulunmak durumunda da kalmadım. Sadece yakın arkadaşlarımla konuştuğum bir konu olarak kaldı ve hiçbir zaman toplumsallaşmadı. Şimdi burası bunun için doğru bir yer mi emin değilim ama yine de merak edenler için konuya kısa bir açıklama getirmek adına söylemek isterim: Tabii ki yok böyle bir şey.”
“AŞAĞILIK OLAN BEN DEĞİLİM”
Aynı konu üzerinden Demirkubuz’a da sitem eden Ceylan’ın açıklamalarının Demirkubuz ile ilgili kısmı ise şöyle:
“Aslında bunu Zeki de çok iyi biliyor ama nedense öyle bir şey varmış gibi bir izlenim yaratmayı da tercih ediyor. Yani açıkça söylemiyor, onun yerine icabında kolaylıkla inkar edebileceği güvenli bir mesafeden yapıyor bunu. Bence çok ayıp ediyor. Bunca yıl arkadaşlık ettik, birbirimize ne yardımlar ettik sonuçta. Yarışma duygusunu anlarım ama hiç değilse sportmence yapılabilmesini beklerdim. Böyle bel altından vurarak değil.
Yıllar sonra yaptığı bir söyleşide ‘Üç Maymun’ filmini seyretmediğini de söylemiş üstelik. İnsan izlemediğini iddia ettiği bir film için nasıl böyle şeyler ima eder? Bilmiyorum. Belki de 2006 yılında (yani Üç Maymun’dan iki yıl önce) çok da önemli olmayan bazı şeyler yüzünden kendisine birden soğuk davranmaya ve ardından -biraz üzülerek de olsa – görüşmemeye başladığım için intikam alıyordur kendince. Filmine itinayla hesaplanmış detaylar yerleştirmek suretiyle çamur at izi kalsın şeklinde incelikli bir strateji yürütmüş. Piyasada yarattığı izlenime bakılacak olursa, isteğine ulaşmakta başarılı olmadığı da söylenemez. Evet, aşağılanan ben oldum belki burada sonuçta ama aşağılık olan kesinlikle ben değilim.”