Gamze Güller’in “Zürafanın Bildiği” adlı kitabı, Everest Yayınları tarafından üçüncü baskısıyla okurlarla buluştu. Kitap, tanıtım bülteninde yer alan ifadelerle, okuyucuyu derin bir iç dünyaya davet ediyor.
“Ama sen ormanı hiç görmedin ki. Sen hep buradaydın. Kafesi getirip senin üstüne koydular.” dizeleri, eserin temel izleklerinden birini vurguluyor: Kısıtlanmışlık ve özgürlük arayışı.
Orhan Kemal Öykü Ödülü sahibi Gamze Güller, bu eserinde, dört duvar arasına sıkışmış veya sıkıştırılmış hissedenlerin, hayatın akışına dahil olmaktan ziyade onu uzaktan izleyenlerin, yalnızca kendi iç dünyalarında nefes alabilenlerin hikayelerini anlatıyor. Plazaların yüksek katlarındaki çay ocaklarından, hastane odalarının sessizliğine, otoparkların karanlığından uzak ülkelerin metro istasyonlarına kadar farklı mekanlarda karşımıza çıkan bu karakterler, sürekli olarak “dünyanın kenarında” duruyor.
“Zürafanın Bildiği”, hayvanların sessiz bilgeliğine de dikkat çekiyor. Her yerde gözleri, her yerde kulakları olan hayvanlar, evrenin zamansız bilgilerini taşıyor. Onlar, dünden bugüne, bugünden yarına uzanan bir bilginin sessiz tanıkları olarak romanda yer alıyor. Güller’in öykülerinde, hayvanlar bilip de susan, evrenin sırlarını taşıyan figürler olarak karşımıza çıkıyor. Bu suskunluk, insanların kendi iç dünyalarına dönmelerine ve hayatın anlamını sorgulamalarına davetiye çıkarıyor.
