Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Girton College’da görev yapan Dr. James Wade ve Dr. Seb Falk, 130 yıldır yanlış yorumlanan bir el yazmasını tekrar inceleyerek önemli bir keşfe imza attı.
Yanlışlıkla ‘Elf’ Sanılan Kelime Aslında ‘Kurt’
1896 yılında keşfedilen ve MS 255 olarak kataloglanan Peterhouse Cambridge koleksiyonuna ait metin, bugüne kadar “elfler” içerdiği sanılarak fantastik bir anlatı olarak değerlendirilmişti. Ancak yeni analizler, metinde geçen kelimelerin aslında “kurtlar” olduğunu ortaya koydu. Bu düzeltme, Chaucer’ın eserlerinde yer alan belirsiz Wade referanslarının daha doğru bir bağlama oturmasını sağladı.
Fantastikten Romans’a: Anlatının Yönü Değişiyor
Dr. Seb Falk, bu keşfin hikâyenin yapısını kökten değiştirdiğini vurgulayarak şu açıklamayı yaptı:
“Metindeki ‘elfler’ ifadesinin aslında ‘kurtlar’ olduğunu fark ettiğimizde, anlatının doğası da değişti. Artık fantastik canavarların yer aldığı bir epik değil, şövalyelik erdemlerini ve çatışmalarını temel alan bir romansla karşı karşıyayız.”
Vaaz Metninde Popüler Kültür İzleri
Metnin dikkat çeken bir diğer yönü ise, o dönemde popüler olan hikâyelere vaazlarda yer verilmiş olması. Dr. Wade bu durumu şöyle yorumladı:
“12. yüzyılın sonlarına ait dini bir metinde, dönemin halk arasında bilinen bir romansına gönderme yapılması oldukça ilginç. Bu, vaizin cemaatin dikkatini çekmek için popüler kültürü kullandığını gösteriyor.”
Olası Yazar: Alexander Neckam
Araştırmacılar, el yazmasının olası yazarı olarak 1157–1217 yılları arasında yaşamış olan Alexander Neckam’ı işaret ediyor. Metin, sadece edebi bir metin değil; aynı zamanda dönemin sosyal yapısı, ahlaki anlayışı ve siyasi olaylarına da ışık tutuyor.
Hikâyede Alegorik Anlatım ve Tarihî Referanslar
El yazmasında geçen bir bölüm özellikle dikkat çekiyor:
“Bazıları kurt, bazıları engerek; bazıları sularda yaşayan deniz yılanları: Hildebrand dışında hiç kimse yok.”
Bu pasaj, metnin alegorik yapısını ortaya koyarken, karakterler üzerinden toplum eleştirisi yapıldığını da gösteriyor. Güçlü ama zalim kişilerin kurtlara, aldatıcıların ise engereklere benzetildiği görülüyor.
Ayrıca, Haçlı Seferleri sırasında dört kez taraf değiştiren Hugh of Gournay’nin gerçek yaşam öyküsü de metinde yer alıyor. Bu detay, yazmanın yalnızca bir vaaz değil, aynı zamanda tarihî bir belge olarak da önem taşıdığını kanıtlıyor.
Chaucer’ın Metinleri Yeni Işık Altında
Bu yeni yorumlama, Geoffrey Chaucer’ın Troilus and Criseyde ve Tüccar’ın Hikâyesi gibi eserlerinde Wade efsanesine yapılan atıfların daha net anlaşılmasını sağlıyor. Özellikle Pandarus’un Criseyde’ye “Wade’in hikâyesi”ni anlatmasındaki bağlam, artık alegorik bir anlam taşıyor.
Orta Çağ’ın Kayıp Efsanesi Artık Daha Anlamlı
Uzmanlar, bu keşfin Orta Çağ İngiliz edebiyatı araştırmaları açısından büyük bir boşluğu doldurduğunu ve gelecekte yapılacak benzer çalışmalara ilham vereceğini belirtiyor. 800 yıllık bir el yazmasının satır aralarında gizli kalan Wade efsanesi, sonunda hak ettiği yere geri dönmüş gibi görünüyor.