Everest Yayınları, Ayla Kutlu’nun önemli eserlerinden Cadı Ağacı’nı yeniden okuyucuyla buluşturuyor. Roman, Nilüfer adlı karakterin karmaşık iç dünyasında okurları bir yolculuğa çıkarıyor. Bireyin iç çatışmaları, geçmişiyle hesaplaşması ve varoluşsal arayışları, derinlemesine psikolojik gözlemlerle ele alınıyor. Başarılı bir doktor olan Nilüfer’in, eski arkadaşı Tahsin ile çıktığı tatilde yüzleştiği acı gerçekler ve geçmişte yaşadığı travmalar, romanın temelini oluşturuyor.
Nilüfer, dışarıdan bakıldığında başarılı ve güçlü bir imaja sahip olmasına rağmen, içten içe büyük bir boşluk ve anlamsızlık duygusuyla mücadele etmektedir. Tahsin’in eleştirileriyle alevlenen bu içsel fırtına, onu geçmişin acı dolu anılarına götürür. Genç yaşta aşık olduğu ve kaybettiği Halil, trajik bir kazada yitirdiği kızı Suna ve hayatında derin izler bırakan Nahit olayı, Nilüfer’in kimliğini derinden etkilemiştir. Ayla Kutlu, Nilüfer’in hatıraları arasında gidip gelerek, bir kadının kendini yeniden inşa etme veya tamamen yok olma sürecini ustalıkla anlatıyor.
1938 Antakya doğumlu Ayla Kutlu, roman, öykü ve çocuk kitapları alanında verdiği eserlerle edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Kutlu, Bir Göçmen Kuştu O romanıyla Madaralı Roman Ödülü’nü, Sen de Gitme Triyandafilis adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ve Mekruh Kadınlar Mezarlığı ile Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazanmıştır. Yazar, eserlerinde toplumsal ve bireysel sorunları hassas bir dille ve güçlü kadın karakterler aracılığıyla işlemesiyle tanınıyor.
Yeniden okurlarıyla buluşan Cadı Ağacı, Ayla Kutlu’nun eserleri arasında özel bir konuma sahip. Roman, insan ruhunun derinliklerindeki pişmanlık, suçluluk, sevgi ve kayıp gibi temaları ele alarak okuyucuyu kendi yaşamı üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Hem Ayla Kutlu’nun sevenleri hem de kaliteli edebiyat arayışında olanlar için Cadı Ağacı, okunması gereken bir yapıt olarak öne çıkıyor.
Cadı Ağacı, adeta tüm dalları kurumuş bir kadının romanıdır. Ayla Kutlu, romanında çürümeye yüz tutmuş değerleri odağına alıyor. Baş karakter Nilüfer’in yaşam öyküsü, toplumsal çöküşü bireyin iç çatışmaları üzerinden okuma imkanı sunuyor.