Yapay zeka sanatçısı Alkan Avcıoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı ve yapay zeka tarafından üretilen ilk uzun metraj belgeseli “Post Truth”’un müzik yapımı sürecinde önemli bir kilometre taşı yaşanıyor. Tamar Records tarafından yayınlanan albüm, Plak, CD ve dijital platformlarda dinleyicilere ulaşacak. Bu albüm, yapay zeka teknolojisinin sinema alanındaki potansiyelini gösteren çarpıcı bir örneği temsil ediyor.
İki yıl süren yoğun bir üretim takviminde ortaya çıkan soundtrack, binlerce yapay zeka tarafından oluşturulan kompozisyonlardan seçilerek hazırlandı. Albüm, günümüzün dijitalleşen yaşam tarzlarının yarattığı gerçeklik algısındaki parçalanmayı, sesin gücüyle doğrudan ifade etmeyi amaçlıyor. Sadece bir film müziği olmanın ötesinde, çağdaş dünyanın karmaşıklığını, ritmini ve içindeki gerilimleri yakalayan bir işitsel harita olarak konumlandırılıyor. “Post Truth” filminin son sahnesinde yer alan “Dancing Plague” parçası, albümün hem estetik hem de tematik açıdan en önemli unsurlarından birini oluşturuyor.
Albümün üretiminde kullanılan yöntem, çok katmanlı bir yaklaşım sergiliyor. Elektronik müziğin temelini oluştururken, aynı zamanda geniş bir tür yelpazesini barındırıyor. Üretim sürecinde, açık kaynaklı yapay zeka modellerinin yanı sıra, sanatçının yaklaşık yirmi yıl önceki dijital elektronik ambient çalışmalarının da doğrudan veri olarak kullanıldığı belirtiliyor. Bu durum, yapay zekanın geçmiş eserlerden nasıl ilham alabileceğini ve yaratıcılık süreçlerine nasıl entegre olabileceğini gösteriyor.
“Post Truth”’un müzikal başarısı, uluslararası festivallerde de takdir görmeye devam ediyor. 37. Girona Film Festivali’nde En İyi Soundtrack ödülüne aday gösterilmesi, yapay zeka tarafından üretilen müziklerin sinema dünyasında giderek daha fazla kabul gördüğünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu albüm, yapay zeka ve sanat arasındaki etkileşimin gelecekteki yönlerini şekillendirme potansiyeli taşıyor.
