Toplam 312 sayfalık eser, Camus’nün 1937 ile 1958 yılları arasında siyaset, savaş, edebiyat ve insanlığın çöküşü gibi evrensel temaları ele aldığı otuz dört konuşmasını bir araya getiriyor. Modern dizisi kapsamında yayımlanan bu deneme türündeki kitap, yalnızca düşünsel derinliğiyle değil, aynı zamanda günümüz dünyasına sunduğu çarpıcı benzerliklerle de dikkat çekiyor.
Camus’den Zamanlar Üstü Bir Teşhis: “İnsanlık Krizi”
Camus’nün özellikle Columbia Üniversitesi’nde yaptığı “insanlık krizi” konuşması ve 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alırken yaptığı tarihi konuşma, kitapta öne çıkan metinler arasında yer alıyor. Camus bu metinlerde, nefretin adalet arayışına dönüştürülmesi gerektiğini vurgularken, çağımızı etkileyen krizlerin temelinde bireylerin “aptal ilkeler ve kötü eylemler” karşısında gösterdiği yorgunluk ve kayıtsızlık olduğunu savunuyor.
Yazar, savaşlarla ve sosyal çöküşlerle şekillenen bir yüzyılda sanatçının sorumluluğunu da sorguluyor. Konuşmalarında sık sık, sesi bastırılmış halklara seslerini ve onurlarını geri kazandırma çabası içinde olduğunu dile getiriyor.
Bugüne Işık Tutan Bir Ses
Camus’nün bu çalışması, sadece tarihsel bir arşiv niteliği taşımıyor; aynı zamanda çağımızın sorunlarına da ışık tutmaya devam ediyor. Gallimard Yayınları’nın tanımıyla: “Albert Camus için her insanın bir görevi vardır ve bu görev, dünyanın sefilliğine karşı koyarak onun yoğunluğunu mümkün olduğunca azaltmaktır.”
İnsanlık Krizi ve Diğer Konferanslar 1937-1958, hem Camus’nün fikir dünyasını yakından tanımak isteyenler hem de günümüzün karmaşık gerçeklerine düşünsel bir perspektiften yaklaşmak isteyen okurlar için güçlü bir kaynak niteliği taşıyor.