Yazar: Edebi Bülten

Güncel edebiyat haberleri, kitap incelemeleri ve kültür sanat paylaşımları sunuyoruz.

Oktay Özel’in “Dün Sancısı” adlı eseri, İletişim Yayınları tarafından genişletilmiş yeni baskısıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, tarihsel bir dönemin sonlanıp, yeni bir dönemin çalkantılarla başladığı bir zaman diliminde, bir tarihçinin geçmişe ve geleceğe dair neler söyleyebileceği sorusunu irdeliyor. İleriye dönük umudun azaldığı, geçmişe duyulan nostaljik ilginin arttığı bu günlerde, Oktay Özel, tarihçinin üstlenebileceği yaratıcı rolü sorguluyor ve tarihin kendisi kadar tarihçiyi ve tarihyazımını da tarihsel bir bağlama oturtmanın önemine dikkat çekiyor. “Dün Sancısı”, Türkiye’deki siyasi ortamın akademi ve tarihçilik üzerindeki etkilerini, dönemsel gelişmelerin tarihçiler üzerindeki etkisini merkeze alıyor. Yeni makalelerle zenginleştirilmiş bu baskı, güncel olayların dayatmalarına karşı gerçekleştirilen etik ve akademik…

Devamı

Çiğdem Toker’in “Devletin Cebinden Büyük Simbiyoz” adlı eseri, Tekin Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, Yap-İşlet-Devret (YİD) ve Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin, kamu kaynaklarından herhangi bir harcama yapılmayacağı söylemiyle pazarlanmasına rağmen, “ticari sır” gerekçesiyle gizlenen sözleşmelerini ilk kez gün yüzüne çıkarıyor. Gazeteci-Yazar Çiğdem Toker’in kaleminden çıkan “Devletin Cebinden-Büyük Simbiyoz”, otoyol, havalimanı, tünel gibi büyük ölçekli projelerin arkasındaki politik ve ekonomik dinamikleri, devlet ile inşaat sektörünün karşılıklı çıkar ilişkisini deşifre ediyor. Kitap, iktidara yakın şirketlerin, döviz endeksli garantilerle neredeyse sonsuz bir refah anlaşması yaparak nasıl zenginleştiğini ve bu süreçte emeklilerden öğrencilere, işçilerden işsiz gençlere kadar geniş bir kesimin nasıl bedel ödediğini inceliyor.…

Devamı

Ursula Le Guin’in “Rüzgârgülü” adlı eseri, Ümit Altuğ’un çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu. Kitap, Le Guin’in zengin hayal dünyasının farklı tatlarını sunan öykülerden oluşuyor. “Rüzgârgülü”, kimi zaman eğlenceli ve fantastik unsurları barındırırken, kimi zaman da ahlaki ve siyasi sorunları ele alan distopik temaları işliyor. Öykülerde kolektif delilik, birey olma, yalnızlık, bir arada yaşama, özgürlük, yaratıcılık, sevgisizlik, sorumluluk ve umut gibi büyük konular ele alınıyor. Bu konular, didaktik bir yaklaşım sergilemeden, mütevazı ve yetkin bir üslupla okuyucuya aktarılıyor. Le Guin’in müthiş hayal gücü, özenli dili ve usta işi kurgusu, eserlerinde net bir siyasal bilinçle birleşiyor. Kitap, “Gülün Günlüğü”nü seven okuyucular…

Devamı

Maryse Condé’nin “Ben, Tituba – Salem’in Kara Cadısı” adlı romanı, Şirin Erkan Leitao’nun çevirisiyle Bilgi Yayınevi tarafından okuyucuyla buluştu. Çağdaş Fransız edebiyatının önemli figürlerinden Condé, bu eserinde cadılıkla suçlanan kadınların sembolik ismi Tituba’nın etkileyici yaşam öyküsünü ele alıyor. Bu roman, aynı zamanda Kadın Edebiyatı Büyük Ödülü’ne de sahip. Tituba’nın hikayesi, Condé’nin kalemiyle yeniden canlanıyor. Barbados’ta dünyaya gelen Tituba, doğaüstü yeteneklere sahip Man Yaya tarafından şifacılık ve büyücülük konularında eğitilir. Evlendiği Kızılderili John ile birlikte bir din adamına köle olarak satılır ve hayatı onu Boston’a, ardından Salem kasabasına sürükler. Bu kasabadaki püriten topluluğun gergin atmosferinde, 1692’deki Salem Cadı Mahkemeleri’nde cadılıkla suçlanan…

Devamı

Albert Camus ve Louis Germain arasındaki mektuplardan oluşan “Sevgili Bay Germain”, Berna Günen’in çevirisiyle Can Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu. Kitap, Camus’nün öğretmenine duyduğu derin minneti ifade eden mektupları içeriyor. Kitabın tanıtım metninde, Camus’nün şu sözlerine yer veriliyor: “Size içimden geldiği gibi yazmadan önce, etrafımdaki gürültünün biraz dinmesini bekledim. Bana büyük bir paye verdiler, ama ben bunu ne aradım ne de istedim. Ancak haberi aldığımda annemden sonra aklıma gelen ilk kişi siz oldunuz. Eğer siz olmasaydınız, yoksul bir çocuğa el uzatmasaydınız, verdiğiniz eğitim ve örnekler olmasaydı, bunların hiçbiri olmazdı.” Bu yazışmalar, sadece kişisel bir teşekkür olmanın ötesinde, Camus’nün kökenlerine, eğitime ve…

Devamı

Ahmet Taşer’in “Arayış – Deliâhir Savaşçısı” adlı serisinin ilk romanı okurlarla buluştu. Fantastik evrenin kapılarını aralayan bu eser, okuyucuları Wallordia’nın gizemli topraklarına davet ediyor. Cinlerin, insanların ve kadim simyanın iç içe geçtiği bu diyarda, Taşer’in yarattığı hakiki âlemin yansıması, okuyuculara benzersiz bir deneyim sunuyor. Roman, derin sembolik anlatımıyla dikkat çekerken, aynı zamanda savaşın, aşkın ve maceranın heyecan verici bir karışımını sunuyor. “Arayış”, okuyucuyu soluksuz bir yolculuğa çıkarırken, Wallordia Külliyatı’nın ilk adımı olarak da önem taşıyor. Taşer’in kalemiyle hayat bulan bu fantastik dünya, okuyucuları büyüleyici bir atmosfere sürüklüyor. Eser, fantastik edebiyatın sınırlarını zorlarken, felsefi ve bilimsel öğelerle de zenginleşiyor. Bu sayede…

Devamı

Sonat Yurtçu’nun öykü kitabı “Aramızdaki Fikret”, Everest Yayınları etiketiyle okuyucuyla yeniden buluşuyor. Kitap, tanıtım metninde belirtildiği gibi, okuyucuyu Kadıköy’ün kendine has atmosferine davet ediyor. “Benim orucum hiç konuşmamak,” dizesiyle başlayan tanıtım, okuyucuyu kitabın içeriğine dair ipuçları sunuyor. “Aramızdaki Fikret”te yer alan öyküler, Kadıköy’ün gri sokaklarında beliren renkli şemsiyeler, unutulmaya yüz tutmuş komşuluk ilişkileri, zayıflamış ama kopmamış dostluklar ve köşe başlarında bekleyen polisler aracılığıyla, dünyanın sadece siyah ve beyazdan ibaret olmadığını vurguluyor. Yurtçu, öykülerinde aşk, kimlik ve politika gibi kavramları alışılagelmişin dışında bir bakış açısıyla ele alıyor. Kitaptaki karakterler, varlıklarını kanıtlama çabası içindeyken, onlara şarkılar, şiirler ve çeşitli nesneler eşlik ediyor.…

Devamı

Kaya Genç’in yeni romanı “Şehir”, Sia Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, 2004 yılının Ağustos ayında Atatürk Havalimanı’nda başlıyor. Hikaye, İngiliz Edebiyatı yüksek lisansı yapmak amacıyla Amsterdam’a giden yirmi üç yaşındaki bir gencin etrafında şekilleniyor. Bu yolculuk, aslında romancı olma hayalleri kuran genç için bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Amsterdam’da kaldığı evde tanıştığı karizmatik felsefeci Tomasz ve onun sıra dışı Hollandalı kız arkadaşı Sharon ile kurduğu ilişkiler, gencin hayatını derinden etkiliyor. Roman, Avrupa siyasetini sarsan Theo van Gogh cinayetinin yaşandığı dönemde geçiyor. Gencin, bu olayın etkisiyle göçmenlik ve demokrasi gibi önemli konuları tutkuyla tartışan Amsterdamlıları gözlemlemesi ve onlara dahil olması anlatılıyor.…

Devamı

Milton Justice’ın “Oyunculuk Dersine İhtiyacım Yok” adlı eseri, Selin Saraçoğlu Bayraklı’nın çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, oyunculuk tekniğinin temel unsurlarını, çok sayıda oyuncuyla yapılan e-posta görüşmeleri aracılığıyla inceliyor. Bu oyuncuların bir kısmı yeni başlayanlar iken, diğerleri deneyimli profesyoneller. Kitaptaki konuşmalar, bu çeşitli oyuncuların derslerde veya provalarda öğrendiklerini özümserken karşılaştıkları güçlükleri ve öğrendikleri teknikleri pratikte nasıl uygulayacaklarını kendi ağızlarından aktarıyor. Milton Justice, 2008 yılında oyunculardan e-postalar almaya başladı. Bu kitapta, öğretmen ve öğrenci arasındaki bu elektronik posta alışverişlerini, oyunculuk tekniği ve sanatı üzerine yaptığı gözlem ve yorumlarla bir araya getiriyor. E-postaların tümü, canlı, dinamik ve zaman zaman zorlu bir sürecin hissiyatını yansıtıyor.…

Devamı

Gretchen Starr – LeBeau’nun “İspanyol Engizisyonu” adlı eseri, Sercan Karadoğan’ın çevirisiyle Albaraka Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu. Albaraka Yayınları’nın Tarih dizisi kapsamında yayımlanan “İspanyol Engizisyonu Hakkında 7 Efsane”, tarihi anlatılardaki ideolojik önyargıları sorgulamayı hedefleyen bir çalışma. Amerikalı tarihçi Gretchen Starr-LeBeau, Avrupa tarihinin en tartışmalı konularından biri olan Engizisyon hakkında yaygınlaşmış yanlış inançları inceliyor. Starr-LeBeau, Engizisyon’un sadece dini bir baskı aracı olmadığını, modern Avrupa’nın hukuk, güç ve bilgi anlayışının geliştiği bir kurum olduğunu savunuyor. Yazar, Engizisyon’un ortaya çıkışını anlamak için hem dönemin siyasi ortamına hem de toplumsal korkulara odaklanıyor. Kitapta Engizisyon’un sadece İspanya’da ortaya çıktığı, sadece Yahudileri hedef aldığı, kilisenin doğrudan kontrolünde…

Devamı