Charles Darwin’in “İnsanın Türeyişi” adlı eseri, Yapı Kredi Yayınları aracılığıyla ve Ergi Deniz Özsoy’un çevirisiyle okurlara sunuldu. İlk olarak 1871’de yayımlanan bu önemli yapıt, insanın evrimsel süreçteki serüvenini kolay anlaşılır bir üslupla aktarmayı hedefliyor. Darwin, “Türlerin Kökeni” adlı eserinde evrim teorisinin doğadaki genel işleyişini anlatırken, “İnsanın Türeyişi”nde ise bu teoriyi doğrudan insanlığa, insanın ahlaki, zihinsel ve toplumsal kökenlerine uyguluyor. Kitap, sadece biyolojik bir bakış açısıyla sınırlı kalmayıp, insanın doğadaki yerini yeniden değerlendiren kapsamlı bir tablo çiziyor. Darwin, doğal seçilim ve adaptasyon gibi temel mekanizmaları inceleyerek, insanın günümüzdeki konumuna nasıl ulaştığını bilimsel bir yaklaşımla ortaya koyuyor. Darwin’in derin gözlemleri ve özgün…
Yazar: Edebi Bülten
Paolo Coelho’nun derlediği “Ermiş’in Aşk Mektupları Cibran-Haskell Yazışmaları 1909-1924” adlı eser, Bengi De Sá Matos Paixão’nun çevirisiyle Can Yayınları aracılığıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, Halil Cibran ile Mary Haskell arasındaki mektuplaşmalardan oluşuyor. Kitabın tanıtım metninde, bu eserin yüzyılları aşan bir diyalog ve keşfedilmiş bir miras olduğu vurgulanıyor. Coelho’nun derlemesiyle Cibran’ın kalbinden çıkan ve Mary Haskell’in varlığıyla anlam kazanan bir aşk ve ilham hikayesi yeniden canlanıyor. Cibran’ın mektuplarında aşkın ve sanatın en saf halleri ortaya seriliyor. Bir sanatçının yaratım sancıları, insan ruhunun özgürlük arayışı ve “Ermiş”in ardındaki içsel yolculuk bu mektuplar aracılığıyla gün yüzüne çıkıyor. Coelho, bu mektupları titizlikle derleyerek iki ruh…
Ursula Le Guin’in “Karanlığın Sol Eli”, bilimkurgu türünün önde gelen eserlerinden biri olarak kabul görüyor ve okurlara farklı bir dünya sunuyor. Kitap, dünyamıza benzeyen ancak Kış adı verilen bir gezegende geçiyor. Bu gezegen, yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimine sahip ve tüm sakinleri çift cinsiyetli (androjen). Cinsel kimliğin bir statü veya güç aracı olarak kullanılmadığı bu dünyada, bireyler yılın belirli dönemlerinde hormonal durumlarına göre erkek veya kadın olabiliyorlar. Hatta, birkaç çocuk doğurmuş bir kadın daha sonra başka çocukların babası olabiliyor. Bu durum, arkadaşlık ve sevgililik arasındaki sınırları bulanıklaştırırken, insan düşüncesini belirleyen ikilikleri de zayıflatıyor. Güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen gibi karşıtlıkların…
Klinik psikolog Sam Akbar’ın “Strese Direnç Kitabı”, Türkan Çolak’ın çevirisiyle okuyucuyla buluştu. The Kitap tarafından yayımlanan eser, modern yaşamın getirdiği stresle başa çıkma ve zihinsel dayanıklılığı artırma üzerine odaklanıyor. Kitap, okuyuculara zihinlerini yönetme, duygularını kontrol etme ve hayatta önemli olan noktalara odaklanma konusunda rehberlik etmeyi amaçlıyor. Günlük hayatta hissedilen stresin yaygınlığına dikkat çekerek, bu stresle başa çıkma becerisinin geliştirilmesinin önemini vurguluyor. Stresle başa çıkmak ve daha anlamlı bir yaşam sürmek için harekete geçmenin yollarını sunuyor. “Strese Direnç Kitabı”, beynin işleyişini anlamaktan, duygusal kontrolü sağlamaya, düşünce süreçlerini sorgulamaktan, bakış açısını genişletmeye ve öz şefkati artırmaya kadar çeşitli konulara değiniyor. Dr. Akbar,…
Jonathan Safran Foer’in romanı “Buradayım”, Begüm Kovulmaz’ın çevirisiyle okurlarla buluştu. “Her Şey Aydınlandı” ve “Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın” gibi eserleriyle tanınan Foer, bu romanında Jacob ve Julia’nın hayatlarına odaklanıyor. “Buradayım”, kendi yaşamlarının sınırlarında sıkışmış bir çiftin, bir anne ve bir babanın hikayesini sunuyor. Roman, yaşamın zorlukları ve güzellikleriyle başa çıkmanın yanı sıra, sevdiklerine zarar vermek istemeyen ancak sevgiden de vazgeçemeyenlerin, hayal kırıklıklarını umut kırıntılarıyla onarmaya çalışanların ve sona erdirmeye çalıştıkları hayatlardan bir şeylerin değişmesini bekleyenlerin öyküsünü anlatıyor. Foer, kendine has üslubu, yaratıcılığı ve özgün anlatımıyla bu romanında bir evliliğin çözülüşünü, bir ailenin yaşamını ve İsrail’in yıkımına yol açan büyük…
Bahriye Çeri’nin titizlikle derlediği Nahid Sırrı Örik’in “Harem-i Hümâyun Yazıları” adlı eseri, Everest Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Bu çalışma, Osmanlı tarihinin gizemini koruyan ve sıklıkla romantize edilen harem kurumunu farklı bir perspektifle ele alıyor. Harem, Batı’nın oryantalist bakış açısıyla şekillenen merakı ve yerel tarih yazımının suskunluğu arasında sıkışmış bir alanken, modern araştırmalar haremin yalnızca padişahın özel yaşam alanı olmadığını, aynı zamanda devletin işleyişinde etkili olan bir politik merkez ve kadınların eğitim, sanat ve iktidar pratiklerini sergilediği bir yapı olduğunu gösteriyor. Nahid Sırrı Örik’in 1939 ile 1959 yılları arasında kaleme aldığı bu yazılar, dönemin arşiv belgelerine, yazarın kişisel anılarına ve gözlemlerine…
Ruth Scurr’un kaleme aldığı “Ölümcül Saflık: Robespierre ve Fransız Devrimi” adlı eser, İletişim Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Barış C. Yıldırım’ın Türkçeye çevirdiği bu kitap, Fransız Devrimi’nin karmaşık figürlerinden Maximilien Robespierre’in hayatını ve devrimdeki rolünü derinlemesine inceliyor. Kitap, Robespierre’i ne bir aziz ne de bir canavar olarak konumlandırarak, onun devrim sürecindeki rolünü ve bu rolün ardındaki koşulları ve çelişkileri detaylı bir şekilde ele alıyor. Bu yaklaşımıyla, okuyucuya iktidar, şiddet, demokrasi ve cumhuriyet gibi temel kavramlar üzerine düşünme fırsatı sunuyor. “Ölümcül Saflık”, Robespierre’in taşra avukatlığından, dünya tarihini derinden etkileyen bir devrimin önderlerinden biri haline gelme sürecini tüm ayrıntılarıyla aktarıyor. Yazar, Robespierre’in evrensel…
Ömür İklim Demir’in yeni romanı Kum Tefrikaları, Doğan Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, Murat Hoca’nın “Dünyanın kenarı, kimsenin hikâyesi burada başlamaz, sadece herkesinki burada sona erer” sözleriyle açılıyor. Ancak bu sözler, anlatıcının kendi hikayesinin aslında tam da bu “dünyanın kenarında” başladığını ifade etmesiyle çürütülüyor. Hikaye, temmuz ayında rüzgarlı bir havada, belirsiz bir mekanda filizleniyor. Sayfalar arasında esen rüzgar, her şeyi sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde bırakıyor. Kenarlar, köşeler, evler, arabalar, günler, takvimler, hayaller, her şey kum tarafından yutuluyor. Bozkıra bakan kasvetli balkonlar, bir anda Boğaz manzarasına açılıyor; ölüm umuda, umut çaresizliğe dönüşüyor. Kavramların sürekli değiştiği bu atmosferde, Ömür İklim…
Mehmet Rauf’un unutulmaz eseri Eylül, okurlarıyla Elips Kitap aracılığıyla yeniden buluşuyor. Roman, Boğaziçi’nde bir yalıda geçen uzun bir yaz mevsimini ve bu yaz mevsiminin kahramanları Suat, Necip, Süreyya ve diğerlerinin hayatlarını konu alıyor. Hacer, Fatin ve dadı gibi karakterler de bu yazın atmosferine dahil oluyor. Eylül’ün merkezinde Necip’in, yakın dostu Süreyya’nın eşi Suat’a duyduğu yasak aşk ve Suat’ın da bu aşka zamanla karşılık vermesi yer alıyor gibi görünse de, roman aslında çok daha derin ve karmaşık bir aşk hikayesini anlatıyor. Eylül, sadece bir aşk romanı olmanın ötesine geçerek, evlilik, sadakat, tutku, toplumsal kurallar ve bireysel arzular arasındaki çatışmayı ustalıkla işliyor.…
Maurice Leblanc’ın unutulmaz karakteri Arsen Lüpen, yeni bir macerayla okuyucularla buluşuyor. “Arsen Lüpen-Barnett ve Ortakları” adıyla yayımlanan eser, Selami İzzet Sedes’in çevirisiyle Elips Kitap tarafından okurların beğenisine sunuldu. Kitap, karmaşık olaylar örgüsü ve zekice kurgulanmış entrikalarıyla dikkat çekiyor. Hikayenin merkezinde, ilk bakışta sadece tesadüf gibi görünen ancak aslında derin bağlarla birbirine bağlı olan olaylar yer alıyor. Jim Barnett adında sıra dışı bir karakter, keskin zekası ve kurnazlığı sayesinde gizemleri çözme konusunda üstün bir yeteneğe sahip. Kendi kurduğu Barnett Ajansı’nın ücretsiz hizmet verdiğini iddia etse de, gerçekler farklıdır. Çünkü Jim Barnett olarak bilinen bu kişi, aslında ünlü hırsız Arsen Lüpen’in ta…