Yazar: Edebi Bülten

Güncel edebiyat haberleri, kitap incelemeleri ve kültür sanat paylaşımları sunuyoruz.

Yeşim Pala’nın son romanı “Velenor İki Dünya Arasında”, okuyucuyu büyüleyici bir dünyaya taşıyor. Roman, modern hayatın karmaşasında kaybolmuş, kendini yabancı hissettiği Dyla adlı bir kadının hikayesini anlatıyor. Dyla, lüksün, alkışların ve maskelerin ardındaki boşluğu fark ederken, içten içe bir yara ve unutulmuş bir özlem taşır. Bir gün, derinlerden gelen gizemli bir ses, ona direnmesini ve hatırlamaya gelmesini fısıldar. Bu ses, onu iki dünyanın sınırında, Velenor adlı büyülü bir diyara götürür. Velenor, para, unvan ve kimlik gibi kavramların olmadığı, sadece gerçeklikle görünmeyenin kesiştiği bir yerdir. Burada Dyla, kendi gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır. Roman, aşkın adaletle, kalbin hakikatle buluştuğu bu geçitte, kadının içsel…

Devamı

Christine de Pizan’ın “Kadınlar Şehri” adlı eseri, feminist düşüncenin temel taşlarından biri olarak yeniden yayın hayatına girdi. Pelin Mert Çetin’in çevirisiyle okuyucuya ulaşan bu eser, Ortaçağ’da kadın düşmanlığının hakim olduğu bir dönemde, yazarın cesur ve direnişçi duruşuyla ortaya konulmuş önemli bir direniş metni olarak kabul ediliyor. Kitap, kadınların tarih boyunca görmezden gelinmiş, erkeklerin tarafından yazılan ve onların bakış açısıyla değerlendirilen bir tarihe mahkum edildiğini savunuyor. Christine de Pizan, bu durumu reddederek kalemini alıyor ve kadınların yüzyıllardır sahip olduğu gücü, yaratıcılığı ve potansiyeli ortaya koymak için bir eser yazıyor. “Kadınlar Şehri”, mitoloji, din ve tarih boyunca adı geçen ancak genellikle gölgede…

Devamı

Judith Schalansky’nin son romanı Yalpalayan Kanaryalar, Ayrıntı Yayınları aracılığıyla Levent Bakaç’ın çevirisiyle okuyucuya ulaşacak. Schalansky, eserinde ekolojik felaketlerin giderek artan tedirginliğini işliyor ve insanlığın bu krizlere karşı yetersiz kalan erken uyarı sistemlerini sorguluyor. Yazar, günümüzdeki durumu sanatsal bir yaklaşımla ele alırken, geçmişle bağlantı kuruyor, estetik motifler kullanıyor ve hayal gücüyle duygusal yoğunluğu birleştiriyor. Eserin temelinde, kanarya kuşunun sembolizmi yatıyor. Kanaryaların madenlerde oksijen eksikliğini erken dönemde tespit ederek işçileri uyarması, doğanın uyarı sinyallerini ve edebiyatın bu sinyalleri algılayabilme potansiyelini bir araya getiriyor. Schalansky, edebiyatın toplumsal ve küresel sorunlara duyarlı bir platform olabileceğini savunuyor. Eserin bir bölümünde, “Kanarya kuşu bendim ve o…

Devamı

Fransız klasik tiyatrosunun önde gelen isimlerinden Molière’in, Türkçeye kazandırılan iki önemli eseri “Sicilyalı Yahut Resimli Muhabbet” ve “Versailles Tuluatı” Elips Kitap tarafından yayınlandı. Bu eserler, Molière’in zekice hiciv anlayışını ve tiyatroya dair keskin gözlemlerini sergileyen, Fransız edebiyatının altın çağına ait önemli yapıtlar olarak kabul ediliyor. “Sicilyalı Yahut Resimli Muhabbet” adlı komedi, kıskanç bir adamın aşkını elde etmek için çabalarken, aynı zamanda özgürlüğüne ulaşmak isteyen genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Kısa ve akıcı yapısıyla dikkat çeken bu eser, Molière’in mizahi yeteneğini gözler önüne sererken, aşk, kıskançlık ve sosyal statü gibi temaları işliyor. “Versailles Tuluatı” ise Molière’in doğrudan sahneye taşıdığı, tiyatro sanatına…

Devamı

Psikanalist Darian Leader’ın “Neden Uyuyamıyoruz?” adlı kitabı, Axis Yayınları tarafından Elvan Göçmen Ertem’in çevirisiyle okuyucuya sunuluyor. Kitap, modern toplumda giderek artan uykusuzluk sorununa farklı bir bakış açısı getiriyor. Her dört yetişkinden birinin uykusuzluk yaşadığı gerçeğiyle başlayan kitap, uyku sorununu sadece biyolojik bir rahatsızlık olarak değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve duygusal bağlamlarıyla yeniden değerlendirmeye davet ediyor. Leader, sekiz saatlik kesintisiz uykuya ulaşamama sorununa odaklanmak yerine, uykunun kırılganlığını kabullenmeyi ve onu farklı açılardan incelemeyi öneriyor. Kitap, uykunun tarihini sanayi devriminden Freud’un rüyalara dair teorilerine, günümüzün dijital araçlarından (cep telefonlarının mavi ışığı gibi) sigorta şirketlerinin çalışanlarına sunduğu “uyku primlerine” kadar geniş bir…

Devamı

Jaywant Singh ve Paurav Shukla’nın kaleme aldığı “Marka Yönetimi: Etkili Markalaşma İçin İlkeler ve Uygulamalar” adlı eser, marka ve markalaşma kavramlarını kapsamlı bir şekilde ele alan, uzun süredir beklenen bir rehber niteliğindedir. Arzu Leman Orcan tarafından çevrilen bu kitap, marka oluşturma ve yönetimi sürecinin her aşamasını bütünsel bir yaklaşımla sunmaktadır. Kitap, markaların nasıl yaratıldığı, değerlerinin nasıl ölçüldüğü, marka sadakati ve marka iletişimi gibi temel sorulara detaylı yanıtlar sağlamaktadır. Markalaşmanın teorik temellerini, toplumsal ve sosyo-kültürel bağlamlarını derinlemesine inceleyen eser, aynı zamanda pratik uygulamaları ve gerçek hayattan örnekleri de içermektedir. Marka sadakati, konumlandırma ve marka değerinin ölçülmesi gibi konulara odaklanarak, okuyuculara uygulanabilir…

Devamı

William Shakespeare’in efsanevi trajedisi Othello, Orhan Burian’ın ustalıkla yeniden yorumlandığı bir eser olarak raflardadır. Eser, aşkın kör coşkusunun ve kıskançlığın zehirli etkileşimini çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Hikaye, Venedik ordusunun saygın kumandanı Othello’nun, Mağrip kökenli olmasına rağmen Desdemona adında bir kadınla evliliğiyle başlar. Othello, Desdemona’ya karşı duyduğu derin sevgiyle bilinir, ancak etrafındaki manipülatif güçler ve içten içe büyüyen öfke, onu yavaş yavaş karanlığa sürükler. Eserin ana karakteri Iago, Othello’nun güvenini sarsarak onu aldatmaya başlar. Iago’nun uydurdukları yalanlar, Othello’nun zihnini karartır ve onu giderek daha da güvensiz ve paranoyak hale getirir. Bu durum, Othello’nun aklını ele geçirmesine ve kontrolsüz bir öfke…

Devamı

Horacio Quiroga, Uruguaylı bir yazar ve şair olarak Latin Amerika edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir. 19. yüzyılın sonlarından itibaren kısa öykü türünü geliştirme ve bu alanda yeni bir soluk getirme konusunda öncü rol oynamıştır. Edgar Allan Poe’nun etkisinde kalmış olsa da, kendine özgü büyülü gerçekçilik anlayışıyla edebiyat dünyasına damgasını vurmuştur. Quiroga’nın eserleri, doğa, insan ve hayvan arasındaki karmaşık ilişkileri derinlemesine inceleyen, genellikle karanlık ve ürkütücü atmosferlere sahip hikayelerden oluşur. Eserlerinde sıkça karşılaşılan vahşi doğa, karakterlerin yaşamlarını sınayan, onları hem koruyan hem de cezalandıran bir güç olarak tasvir edilir. Quiroga, doğayı sadece bir arka plan olarak değil, aynı zamanda…

Devamı

Terry Eagleton’ın “İyimser Olmayan Umut” adlı eseri, edebiyat ve felsefe arasındaki sınırları bulanıklaştıran, umut kavramını derinlemesine sorgulayan bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Ayrıntı Yayınları tarafından Emine Ayhan’ın çevirisiyle okuyucuya sunulan bu kitap, umudun, Raymond Williams’ın ifade ettiği gibi, geleceğin kaybının hissedildiği bir dönemde giderek ihmal edilmiş bir kavram olduğunu savunuyor. Yazarların, hayatın acımasızlığı ve ekonomik baskılar altında ezilen bireyin deneyimleriyle yüzleşirken, umudun nasıl bir mücadele haline geldiğini gözler önüne seriyor. Eagleton, bu mücadele içinde, umudu koruyanlar ile umuttan tamamen kopanlar arasındaki ince çizgiyi belirlemeye çalışıyor. Kitap, sadece edebiyat eserlerinde değil, aynı zamanda felsefi metinlerde de umut kavramının nasıl ele alındığını…

Devamı

Javier Marías’ın “Yarın Savaşta Beni Düşün” adlı romanı, edebiyat dünyasına adeta bir merak tohumu ekti. Yapı Kredi Yayınları tarafından Seda Ersavcı’nın titiz çevirisiyle okuyucuya sunulan bu eser, okuyucuyu adeta bir gizemli labirentin içine çekmeyi başarıyor. Roman, sıradan bir akşam yemeği davetiyle başlıyor; Víctor adında bir adam, evli bir kadın olan Marta’yı akşam yemeğine davet ediyor. Ancak bu akşam yemeği, Víctor’un hayatının akışını sonsuza dek değiştirecek bir olayla sonuçlanacak. Marta, yemek sırasında ani bir şekilde fenalaşarak Víctor’un kollarında vefat ediyor. Bu trajik olaydan sonra Víctor, geçmişiyle yüzleşmek ve kayıp olan kadının hayatı hakkında gerçeği öğrenmek için harekete geçiyor. Romanın anlatımı, okuyucuyu…

Devamı