Yazar: Edebi Bülten

Ludwig Maximilian Üniversitesi Asuroloji Enstitüsü tarafından hayata geçirilen Fragmentarium projesi, kil tabletlerdeki kayıp satırların yeniden inşasını hızlandırmayı hedefliyor. Profesör Enrique Jiménez, yapay zekanın bu süreçte devrim yarattığını belirterek, “Büyük bir veri tabanı oluşturarak önemli ilerlemeler kaydediyoruz,” dedi. 1872’de George Smith tarafından okunan destanın eksik parçaları, arkeolojik kazılar ve müze buluntularıyla 150 yıldır araştırılmakta. Ancak now hele eski Babil yazısını çözme yeteneğiyle Fragmentarium, bu süreçleri hızlandırarak 1.500 tablet parçasındaki metinleri başarılı bir şekilde eşleştirdi. Jiménez, yapay zekanın metinlerin analizini hızla gerçekleştirme yeteneğini vurguladı. Yeni keşifler arasında Enkidu’nun Gılgamış’ı canavarı öldürmemesi için ikna etmeye çalıştığı sahneler yer alıyor. Ayrıca, M.Ö. 130 yılına…

Bilimkurgu edebiyatının en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Hugo Ödülleri, bu yıl da ilgi çekici eserlerle gündeme geldi. Kazananlar, 2023 ve 2024 yıllarında kongre üyeleri tarafından yapılan oylamalar sonucunda belirlendi. En İyi Genç Yetişkin Kitabı dalında Lodestar Ödülü’nü kazanan eser, genç okuyucular arasındaki popülaritesini bir kez daha kanıtladı. Ayrıca, En İyi Yeni Yazar dalında Astounding Ödülü de yeni nesil yazarların yeteneklerini vurguladı. Bu ödüller, bilim kurgu ve fantastik edebiyatın gelişimindeki önemli adımları temsil ediyor. FRP (fantastik rol yapma) tutkunları içinse bir diğer heyecan verici gelişme, Dungeons & Dragons: Honor Among Thieves filminin ödül kazanması oldu. Ayrıca, Baldur’s Gate 3…

2023 yılında yayımlanan eserler arasından seçilen finalistler, en prestijli ödüllerden birine layık görülmek için kıyasıya mücadele edecek. Ödüller, 17-20 Ekim 2024 tarihlerinde Niagara Falls, New York’ta gerçekleştirilecek World Fantasy Convention’da sahiplerini bulacak. Bu yılın Yaşam Boyu Başarı Ödülleri, fantezi edebiyatına yaptıkları üstün katkılarından ötürü Ginjer Buchanan ve Jo Fletcher’a verilecek. Fantezi alanında uzun yıllar süren başarılı kariyerleri ile edebiyat dünyasında iz bırakan bu iki ismin ödüllendirilmesi, onların önemli rollerini bir kez daha vurguluyor. Dünya Fantezi Ödülleri’nin finalistlerini belirlemek üzere oluşturulan jüri, alanında tanınmış isimlerden oluşuyor. Douglas A. Anderson, Stephanie Feldman, Pat Murphy, Thomas Olde Heuvelt ve Angela Slatter gibi etkili…

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Banarlı ile olan anılarını paylaşarak, “Onun eserleri bana edebiyatı sevdiren önemli kaynaklardan biri oldu,” dedi. Yılmaz, Banarlı’nın Türkçeye olan tutkusu ve Yahya Kemal’i topluma tanıtarak edebiyat dünyasına kattıklarını vurguladı. Etkinlikte söz alan Prof. Dr. Şeyma Güngör, Banarlı’nın disiplinli yapısına ve etkileyici konuşma tarzına dikkat çekti. “Onun yanında çalışmak, benim için büyük bir öğrenme fırsatıydı,” diyen Güngör, Banarlı’nın kendine has üslubunun ve titizliğinin edebiyata olan katkısını öne çıkardı. Prof. Dr. Hayati Develi ise Banarlı’nın “Türkçe’nin Sırları” kitabının, Türkçe’yi anlamada ve öğretmede ne denli önemli bir kaynak olduğunu aktardı. Develi, Banarlı’nın yazılarının hâlâ nesillere…

Berna Sevindik’in Timaş için yayına hazırladığı eser, toplam dört ciltten oluşuyor ve her ciltte farklı Fransız yazarların hikâyeleriyle, Uşaklıgil’in kendi özgün metinleri bir araya getiriliyor. Hâlit Ziya, genç yaşta Fransız kültürü ile tanışarak, uzun yıllar bu alanda eserler çevirmiştir. “Nâkil”de Emile Zola, Guy de Maupassant ve Alphonse Daudet gibi dönemin önde gelen yazarlarının hikâyeleri yer alıyor. Eser, Tanzimat sonrası çeviri faaliyetlerinin önemli bir örneği olarak, okuyuculara Fransız edebiyatında derin bir yolculuk vadediyor. Her ciltte farklı yazarların eserlerinin yanı sıra, Hâlit Ziya’nın iki hikâyesi de bulunuyor. Bu derleme, hem geçmişe ışık tutmakta hem de günümüz okuyucusu için Fransız edebiyatını keşfetme fırsatı…

Suriçi bölgesinde faaliyet gösteren sahaf Şeyma Nur Yapıcı, son dönemde kitap satışlarında belirgin bir düşüş yaşandığını ifade ediyor. Kitap fiyatlarının aşırı yükselmesi, pek çok okuyucuya zorlu bir engel oluşturmuş durumda. Artık okurlar, bütçelerini sarsmadan kitap edinmenin yollarını arıyorlar. Sesli kitaplar, online okuma platformları ve kitap takası gibi alternatifler, bu sorunla başa çıkmak için giderek daha fazla tercih ediliyor. Yayıncılık sektörünün durumuna dair veriler sunan Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED), son iki yılda kitap satışlarında artış gözlemlendiğini belirtiyor. 2022’de 380 milyon kitap satılırken, 2023’te bu rakamın 400 milyonu aştığı ifade ediliyor. Ancak yükselen maliyetler ve buna bağlı artan fiyatlar, bu olumlu…

Bu roman, Hayao Miyazaki’nin aynı adlı filmine de ilham veren hikayesiyle dikkati çekiyor. Tatsuo Hori, yazarlık kariyerine Ryunosuke Akutagava ve Marcel Proust gibi büyük isimlerden etkilenerek başlamış ve bu etkiler romanındaki duygusal derinliği beslemiştir. “Rüzgâr Yükseliyor”, yaşamın kırılganlığını ve sevginin derin gücünü incelikle ele alıyor. Hikaye, tüberküloz hastalığına yakalanan Setsuko ile isimsiz bir anlatıcının zorlu yaşam koşulları altında geçiyor. Setsuko, tedavi amacıyla bir sanatoryuma yerleşirken, burada hastalar arasında yaygın olan umutsuzluk ve intihar düşünceleri, onun ve nişanlısının ilişkilerini tehdit ediyor. Ancak, Setsuko ve nişanlısı, doğanın iyileştirici gücünü ve birbirlerine olan sevgilerini keşfederek, bu zorlu süreçte küçük mutluluklar peşinde koşmaya çalışacaklar.…

1924 yılında, New York’un Harlem mahallesinde ırkçılığın hüküm sürdüğü bir ortamda dünyaya gelen Baldwin, yoksulluk ve polis şiddeti altında büyüyen sekiz kardeşten biriydi. Katı bir Baptist vaizi olan üvey babası da onun yaşamı üzerinde derin bir etki bıraktı; başlangıçta vaiz olarak kariyer yapmaya yöneldi. Fakat ırkçılığın getirdiği kısıtlamalardan bunalan Baldwin, New York’taki baskılardan kaçarak Fransa’ya yerleşti ve burada neredeyse 40 yıl boyunca yaşadı. Bu süreçte İstanbul’da önemli zaman dilimleri geçirdi. Baldwin, “Go Tell It on the Mountain” ve “Giovanni’s Room” gibi eserlerini Fransa’da yazdı. İlk eserinde çocukluk anılarını, diğerinde ise kimlik arayışındaki bir erkeğin hikayesini anlatıyordu. 1961 yazında, Afrika’ya gitmek…

28 yıldır tutuklu bulunan Kocatürk, “Tımarhanede 22 Gün-Çarmıhtaki Hasta Mahpuslar” adlı eserini kaleme alarak hapisteki mahpus dramlarına dikkat çekmeyi amaçladı. Ancak, romanının yayınlanmasının ardında cezaevi yönetimi, kitapta bulduğu “sakıncalı” ifadeler nedeniyle Kocatürk’ün eserine erişimini reddetti. Cezaevi müdürlüğü, kitabın incelendiğini ve içindeki altı sayfada yer alan ifadelerin provoke edici olduğunu öne sürdü. Özellikle “Devrimci tutsak” ve Berkin Elvan ile ilgili ifadeler cezai risk taşıdığı gerekçesiyle yasaklandı. Kocatürk, bu karar üzerine Kırıkkale İnfaz Hakimliği’ne itiraz etti. Ancak mahkeme, cezaevi yönetiminin gerekçelerini yerinde bularak itirazı reddetti. Kocatürk, daha önceki onaylardan geçmesine rağmen kitabının hala kendisine teslim edilmemesi üzerine 15 Nisan’da Kırıkkale 1. Ağır…

17 Temmuz’da yayımladığı “Formasyonda Edebiyatın Rolü Üzerine” başlıklı mektupta, roman ve şiir okumanın ruhsal ve entelektüel gelişim açısından vazgeçilmez olduğunu belirtti. Papa, önemli şairler ve yazarlarla ilgili örnekler vererek edebiyatın derinliklerine dikkat çekti. Paul Celan, Jorge Luis Borges ve T.S. Eliot gibi isimlerin yanı sıra C.S. Lewis ve Marcel Proust’un eserlerine de atıfta bulundu. Edebiyatın “bir başkasının sesini dinlemek” olarak tanımlayan Papa, bu sanata karşı duyulan ilgisizliği kınayarak, bu durumun rahiplerin entelektüel ve ruhsal bir yoksulluğa düşmesine yol açabileceğini ifade etti. Aynı zamanda bu mesajın yalnızca rahip adayları için değil, tüm Hıristiyan topluluğu için geçerli olduğunu anlatan Papa, ruhsal gelişim…