Yazar: Maribel Ayhan

Araştırmayı ve öğrenmeyi seviyorum. Kültür ve sanat yazıları yazıyorum.

Bu yazı sonsuz olasılıkların arasında kaybolmuş bireyin kendi benliğiyle yüzleşme hikayesi. Sylvia Plath’den Camus’ye uzanan bu yolculukta soru şu: Gerçekten kim oluyoruz? Yoksa yalnızca olmaktan korktuğumuz şeye mi dönüşüyoruz? SİSLİ YOLLARDA KENDİ OLMA ÇABASI Hangimiz hayatının en başında ne istediğini tam ve net olarak biliyordu? Hayatın bu uçsuz bucaksız sisli perdesinde hiçbir zaman aralanmış bir pencere vaat edilmiyordu fakat, her zaman ileriyi görmemizi emreden bir gözlük takmaya zorlandık. Önümüzü tam göremesek de adım atmaya devam ettik, çünkü durmak daha da korkuttu bizi. Bu nedenledir ki çoğumuz kendi yollarımızı çizmek yerine, bize gösterilen patikaları izliyoruz. İçimizde bir yerlerde başka bir yaşamın…

Devamı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)’nın düzenlediği 29. İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl perdelerini 20 Ekim-22 Kasım tarihleri arasında Mehmet Birkiye kuratörlüğünde açıyor. 10 yerli, 6 tane uluslararası olmak üzere geniş yelpazeli bir programa sahip olan festival; meşhur edebi uyarlamaların yanında, çağdaş eserlerin yenilikçi yorumları, kapsayıcılık eksenli gösteriler ve genç sanatçıları destekleyici etkinliklerle dolu bir seçkiile izleyicilerin karşısına çıkıyor. 11 farklı mekânda tiyatro ve dansı birleştirecek olan festivalde ücretsiz yan etkinlikler ve atölyeler de olacak. “KATEDRAL” İLE AÇILIŞ Festival, 20-21 Ekim’de Amsterdam’ın köklü dans topluluğu olan Scapino Ballet Rotterdam’ın Marcus Morau imzalı “Katedral” adlı gösterisiyle açılacak. Zorlu PSM Turkcell sahnesinde izleyici…

Devamı

Havaların soğumasıyla ekim kendini yavaşça göstermeye başladı. Ekim ayına sinema ayı da desek yanlış olmaz. Yıl boyunca çok beklenen kültür-sanat izlencelerinden Filmekimi, 3-12 Ekim tarihleri arasında İstanbul’a sonbahar kadar sinemayı da beraberinde getirecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Paribu sponsorluğunda yapılması planlanan festival İstanbul’dan sonra 9-12 Ekim’de Ankara’ya, 16-19 Ekim’de Eskişehir’e, 23-26 Ekim’de ise İzmir’e uğrayacağını da belirtmeden geçmeyelim. Filmler Beyoğlu’nda Atlas 1948 Sineması, Şişli’de City’s Nişantaşı cineWAM, Kadıköy’de ise Kadıköy Sineması ve Paribu Art’ta gösterilecek. Ankara’da Kült Kavaklıdere, Eskişehir’de Sinema Anadolu, İzmir’de ise Paribu Cineverse Konak Pier İzmir’de sinemaseverlerle buluşacak. Filmekiminde, uluslararası başarılara imza atmış; günümüz sinemasına yön…

Devamı

60’lar İtalyan sinemasının ikonik aktrislerinden dünyaca ünlü Claudia Cardinale, 87 yaşında hayata gözlerini yumdu. Arkasında ise Avrupa sinemasının unutulmaz kadın karakterlerini ve kadın hakları için gösterdiği mücadelelerini bıraktı. Ünlü sinema yıldızının, salı günü akşamı Fransa’daki Nemours kasabasındaki evinde çocuklarının yanında vefat ettiği bildirildi. Menajeri Laurent Savry, Cardinale için: “Bize hem bir kadın hem de bir sanatçı olarak özgür ve ilham verici bir kadının mirasını bırakıyor.” sözlerini aktardı. İTALYAN YILDIZ CLAUDİA CARDİNALE KİMDİR? 1938’de İtalyan bir ailenin çocuğu olarak Tunus’ta dünyaya geldi. 16 yaşında katıldığı bir güzellik yarışmasında “Tunus’un en güzel İtalyan kadını” unvanını alarak birinci oldu. Bu zaferin ödülü olarak…

Devamı

Bir yandan dadılık öte yandan sokak fotoğrafçılığı.. iki farklı yaşam tarzının uçlarında olan o esrarengiz kadın: Vivian Maier. İşte bu; Yaşamı boyunca dadı, ölümünden sonra sanatçı olarak anılan bir kadının gizemli hikayesi Bir tarih kitabı yazıyorsunuz ve kitabınıza eklemek üzere bir müzayeden binlerce negatifle dolu bir koli aldınız. Fakat içinden işinize yarayacak hiçbir fotoğraf çıkmadı. Onun yerine, içerisinde geride bırakılmış tüm yaşanmışlıkları ve gerçekliğe şahit olunmuşluğu yansıtan on binlerce fotoğraf karesi.. İşte John Maloof’un ve sanat dünyasının Vivian Maier ile olan hikayesi burada başlamış oldu. Maloof, mevcut durumda olan tüm negatifleri bir araya getirdi ve bu sıra dışı fotoğrafların sahibini…

Devamı

Sabah güneşin ilk ışıklarıyla elimize aldığımız sıcacık bir kahve, güne başlamamız için adeta bir reset tuşu haline geldi. Osmanlı zamanında sosyal yaşamın merkezindeki kahvehanelerden günümüz kız isteme âdetine kadar, toplumsal olarak kahve tüketimi adeta sosyokültürel bir ritüel haline geldi. Peki hayatın her alanında bulunan kahve salt gündelik bir alışkanlık mıdır yoksa küresel kapitalizmin yaşantımıza nasıl bilinç dışından işlediğini anlatan köklü bir örnek mi? Antropolog William Roseberry, tam da bu olguya bir cevap arar. Ona göre kahve, dünyanın her yerinde paylaşılan küresel bir “meta”dır. Üretim sürecinde çoğunlukla Latin Amerika’daki ucuz işçilerin emeği işlenir, tüketim sürecinde ise sömürgeci ABD ve Avrupa şehirlerinde…

Devamı

Dünyanın en eski film festivali olan Venedik film Festivali, 82. yılında da yalnızca sinemanın değil, kültürün ve politikanın nabzını tuttu. 27 Ağustos’ta başlayan festival 6 Eylül’e kadar devam ediyor. Jarmusch’tan Ozon’a, bu yıl festival adeta sinema tarihine yeni bir sayfa ekledi. İşte festivalde öne çıkan birkaç yönetmen ve filmleri Jim Jarmusch – Father Mother Sister Brother Cate Blanchett, Adam Driver ve Charlotte Rampling gibi isimlerle üç ülkede geçen bu antoloji; aile bağlarını, suçluluk ve miras temalarıyla her sahnede sade ve gerçek bir estetikle yakalamayı başarıyor. Noah Baumbach – Jay Kelly George Clooney ve Adam Sandler’ın başrölü paylaştığı filmde yönetmen, Jay…

Devamı

“Perfect Blue”, sosyal psikolojiyle ilgili birçok temayı derinlemesine inceleyen psikolojik bir gerilim filmidir. Ana karakterimiz Mima, kariyerini pop idolünden oyunculuğa taşıyan ve ajansının onu kariyerini yeniden şekillendirmek için provokatif rollerde oynamaya zorlamasıyla psikolojik mücadeleler veren bir genç kız. Film boyunca halkın tepkisiyle, takıntılı hayranlarıyla ve sektörden gelen baskılarla mücadele ettiğini görüyoruz. Bu dışsal sorunlar, eski “idol” benliğinin halüsinasyonlarıyla birleşerek, kendi gerçekliğini ve kimliğini sorgulamasına yol açıyor. Toplumsal algı ve benlik gibi temaları ele alan karanlık ve çarpık bir olay örgüsüne sahip film, Mima’nın kimlik krizini; toplumsal beklentiler, yanlış algılar ve medyanın kadın sömürüsü gibi daha geniş toplumsal dinamikler bağlamında aydınlatıyor.…

Devamı

Amerikalı genç bir kadın garip sesler duyması ve kökeni bilinmeyen varlıklar görmesi üzerine acile götürülür. Doktorlar kadına DSM kriterlerine göre şizofreni tanısı koyar. Benzer belirtileri yaşayan Hindistanlı bir adam ise ailesi tarafından köydeki bir şamana götürülür. Kötü ruhların bedenini ele geçirdiğine inanılan adama dualar okunur, tütsüler yakılır ve çeşitli ritüeller düzenlenir. Bu iki örnekteki kişilerin benzer semptomları olsa da yaşadıkları deneyimin tanısı ve tedavisi ne kadar çok farklı olduğunu görüyoruz. Bu psikolojinin biyolojik olmasının yanında kültürel bağlamlarla da şekillendiğini göstermekte. “Ruhsal hastalık” dediğimiz şeyin bir zamanlar evrensel olduğu, nörobiyolojiye dayandığı ve kişinin dilinden, toplumundan ve çevresinden etkilenmediği düşünülüyordu. Ancak günümüzün…

Devamı

Dışarı çıkmadan önce gardırop karşısındaki o “Bugün ne giyinsem?” sorusu hepimizin hemen hemen her gün cevabını aradığı bir cümle olsa da, aslında altında bambaşka özneleri barındıran derin bir soru soruyoruz: “Bugün hangi kimliğe bürünüp insanlara sunacağım?” Moda, yalnızca üstümüze geçirdiğimiz bir kumaştan öte kimliğimizi, dış dünyaya bakış açımızı etkileyen bir ifade biçimidir. Moda, insanlık tarihinin başından beri pek çok değişime şahitlik etmiş ve dönemin inanış biçimlerini, siyasi ideolojilerini, sınıf ve statü gibi baskın toplumsal yapılarını yansıtan çok katmanlı sosyolojik bir yapı olarak, hala günümüzde bedenimiz ve zihnimiz üzerinde otoritesini canlı tutan bir olgu. George Simmel’e göre moda, bireyin…

Devamı