Oscar ödüllü İspanyol aktör Javier Bardem, Filistin için Film Çalışanları (Film Workers for Palestine) hareketine verdiği desteği yineledi. Gazze’deki çatışma ve Batı Şeria’daki tartışmalı yerleşimlere karşı duruşunu sergileyen Bardem, bu desteğin kurumsal sorumluluğu hedeflediğini vurguladı.
CNN’e yaptığı açıklamada Bardem, İsrail film kurumlarıyla işbirliğini reddetme çağrısının bireylere yönelik olmadığını belirtti. Amaçlarının, milliyet, ırk, din veya cinsiyet ayrımı yapmadan, Gazze’deki olaylara ve Batı Şeria’daki yerleşimlere katkıda bulunan şirketleri ve kurumları sorumlu tutmak olduğunu dile getirdi.
Eylül ayında, Bardem, Yorgos Lanthimos, Ava DuVernay, Emma Stone, Olivia Colman, Adam McKay, Riz Ahmed ve Joaquin Phoenix gibi isimlerin de dahil olduğu 3.900’den fazla sinema çalışanı, İsrail film endüstrisindeki belirli kurumlarla işbirliği yapmama kararı aldı. Bu karar, özellikle İngiltere merkezli Lawyers for Israel grubunun tepkisine yol açtı. Grup, Netflix, Disney, Amazon Studios, Apple ve Warner Bros. gibi şirketlere gönderdiği uyarılarda, boykotun İngiltere Eşitlik Yasası’nı ihlal ettiğini ve finansal riskler oluşturabileceğini iddia etti.
Warner Bros. da bir açıklama yaparak hareketin şirket politikalarıyla uyuşmadığını ve her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını belirtti. İsrail film kurumlarını boykot etmenin şirket politikalarını ihlal ettiğini savundu.
Bu eleştirilere rağmen Bardem geri adım atmadı. 2025 Daytime Emmy kırmızı halısında Variety’e konuşan aktör, Gazze’deki durumu kınamak için orada bulunduğunu ve Uluslararası Soykırım Bilimcileri Derneği’nin (IAGS) bu durumu soykırım olarak tanımladığını ifade etti. İsrail’e karşı ticari ve diplomatik yaptırımlar uygulanması gerektiğini savundu ve “Özgür Filistin!” sloganını yineledi.
Bardem, İsrail-Filistin çatışması konusunda sesini yükselten önde gelen Hollywood figürlerinden biri olarak biliniyor ve bu konudaki açıklamalarıyla sektördeki politik tartışmaları yeniden alevlendiriyor.