İÜ Rektörlük Binası’nda düzenlenen törende, edebi ve kültürel mirasa sunduğu değerli katkılar dolayısıyla Ayvazoğlu’na bu özel unvan verildi.
“Üniversite dışındaki bir akademisyen gibi çalıştı”
Törenin açılışında konuşan İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu, Ayvazoğlu’nun Türk edebiyatı ve kültürü için ortaya koyduğu çok yönlü çalışmalara dikkat çekerek şunları söyledi:
“Beşir Ayvazoğlu, gelenek ile modernleşme arasında köprü kuran, kültür tarihine ışık tutan eserleriyle kültürel boşlukları doldurmuştur. Biyografi türündeki yazıları, az bilinen birçok isim ve konuyu gün yüzüne çıkarmıştır. Akademik titizlikle kaleme aldığı bu eserlerle adeta üniversite dışındaki bir akademisyen gibi çalışmıştır.”
Kadıoğlu ayrıca, Ayvazoğlu’nun yazarlığının sezgisel yönünü sanatsal bir dille harmanladığını belirterek, bu yönüyle okuyucuların hayal gücünü harekete geçirdiğini ve onları metinlerin bir parçası haline getirdiğini vurguladı.
“Fahri doktora, kültürel hafızaya verilen değerin göstergesi”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ise konuşmasında, üniversitenin “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna katkı sunacak sosyal sorumluluk projeleri ve kültürel çalışmaları önemsediğini belirtti. Zülfikar, Beşir Ayvazoğlu’nun uzun yıllara yayılan titiz çalışmalarıyla Türkiye’nin kültürel hafızasında önemli bir yere sahip olduğunu söyledi:
“Bir arkeolog gibi edebi kazılar yaparak bilinmeyenleri ortaya çıkarmış, biyografik eserleriyle kültür tarihimize eşsiz katkılarda bulunmuştur. Kullandığı akıcı ve zengin Türkçeyle, hem akademiyi hem de geniş bir okuyucu kitlesini etkileyen önemli çalışmalara imza atmıştır.”
İÜ’nün, kültürel üretime katkı sunan isimleri onurlandırmaya devam ettiğini belirten Zülfikar, 1952’den bu yana edebiyat alanında 21 isme fahri doktora verdiklerini, son olarak 2021’de merhum şair Sezai Karakoç’a bu unvanı takdim ettiklerini hatırlattı.
“Yazarlık, benim için hayatın ta kendisi”
Törenin onur konuğu Beşir Ayvazoğlu ise duyduğu memnuniyeti dile getirerek, fahri doktora unvanını “büyük bir onur ve sorumluluk” olarak değerlendirdi. Edebiyatla olan yolculuğunun çocukluk yıllarında başladığını aktaran Ayvazoğlu, “Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eserleriyle genç yaşta tanıştım. Bu karşılaşma benim için bir dönüm noktasıydı. Türk sanatlarının ve kültürel sorunlarının farkına varmam bu sayede oldu,” dedi.
Ayvazoğlu, edebi üretim sürecinde resim ve müzik gibi diğer sanat dallarından da beslendiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Biyografi yazarken yalnızca kişinin hayatını değil, onun yaşadığı dönemin ruhunu da yansıtmaya çalıştım. Aşkları, alışkanlıkları, çevresiyle ilişkilerini göz ardı etmeden, onları bütünsel bir bakış açısıyla anlatmayı benimsedim. Böylece her bir eserle bir tür edebi ekosistem kurduğumu fark ettim.”
Kapsamlı bir edebi miras
Beşir Ayvazoğlu’nun biyografi çalışmaları arasında Peyami Safa, Şeyh Galip, Asaf Halet Çelebi, Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret gibi önemli edebiyatçılar yer alıyor. Yazdığı “Aşk Estetiği” adlı kitabı, farklı çevrelerden geniş ilgi görürken; “Yahya Kemal – Eve Dönen Adam” eseri de edebiyat tarihçiliğinde dikkat çeken çalışmalar arasında yer aldı.
Ayvazoğlu, gazetecilik yaptığı dönemde kültür-sanat sayfalarını yönetti, TRT’de uzman olarak çalıştı ve Kültür Bakanlığı’nda danışmanlık yaptı. Aynı zamanda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliğinde bulundu ve birçok dergide denemeleri yayımlandı.
Törene yoğun katılım
Törene, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. İskender Pala, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, sanatçılar Prof. Dr. Uğur Derman, Prof. Dr. Çiçek Derman ve yazarın eşi Handan Ayvazoğlu ile çok sayıda akademisyen ve sanatsever katıldı. Etkinlik, hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.