Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, İran’da düzenlenen ve rejim destekli olduğu iddia edilen Fecr Film Festivali’ne katılımıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi. Altın Palmiye ödüllü Ceylan, bu katılımın İran rejimine destek anlamına gelmediğini, sanatın siyasetin üzerinde bir yerde durması gerektiğini savundu.
İran Bağımsız Sinemacılar Derneği’nin (IIFMA) kendisine yönelik çağrısı üzerine Variety dergisine konuşan Ceylan, festivalin İran hükümetinin kültürel propaganda çabalarına hizmet ettiği yönündeki eleştirilere açıklık getirdi. IIFMA, yayımladığı açık mektupta, özellikle 2022-2023 yıllarındaki “Kadın, Yaşam, Özgürlük” hareketine atıfta bulunarak, festivalin baskı ortamında gerçekleştirildiğini belirtmişti.
Ceylan, Fecr Film Festivali’nin 40 yıldır var olduğunu ve kendisinin de daha önce birçok kez bu festivale katıldığını vurguladı. Yönetmen, Theo Angelopoulos ile bu festivalde tanıştığını ve Béla Tarr’ın jüri başkanı olduğu bir jüriden ödül aldığını hatırlattı. Kısa süre önce Tahran’da bir ustalık sınıfı verdiğini ve bu tür etkinliklerin İranlı genç sinemacılar için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha fark ettiğini belirtti. İran’da gençlerde gördüğü olağanüstü kıvılcımın ve enerjinin başka pek az yerde rastladığı bir şey olduğunu dile getirdi.
İran’ın dinamik bir toplum ve güçlü bir sinemaya sahip olduğunu ifade eden Ceylan, kendisinin de bu sinemadan çok şey öğrendiğini söyledi. İranlı sinemacıların, zorlu koşullara rağmen film üretmeye ve bir çıkış yolu aramaya devam ettiklerini ve bu tür buluşmalara herkesten daha çok ihtiyaç duyduklarını belirtti. Bir festivali boykot etmenin bir direniş biçimi olarak anlaşılabileceğini kabul eden Ceylan, ancak orada yaşayan insanları filmlerden veya bu tür karşılaşmalardan mahrum bırakmanın, onları cezalandırmak gibi geldiğini ve bunun kendisine doğru gelmediğini ifade etti.
Her festivalin karmaşık politik dinamiklerle şekillendiğini ve günümüzde devlet desteği olmadan var olan festival sayısının azaldığını belirten Ceylan, politik gerekçelerle festivallere katılmayı reddetmenin, sanatı siyasete feda etmek anlamına geldiğini savundu. Hükümetlerin günahlarını festivallere ve sanatseverlere yüklemenin, dünyada boykot dışı kalabilecek festival sayısını azaltacağını dile getirdi. Festival katılımının, hükümetlere destek olarak değil, politik rejimlerin insanlar arasında yarattığı sınırları aşmanın ve kültür ile sanatın siyasetin üzerinde olduğunu vurgulamanın bir yolu olarak görülmesi gerektiğini savundu.
“Uzak”, “Üç Maymun”, “Bir Zamanlar Anadolu’da”, “Ahlat Ağacı” ve “Kuru Otlar Üstüne” gibi filmleriyle tanınan Nuri Bilge Ceylan’ın bu açıklaması, sanat dünyasında geniş yankı uyandırdı. Bazı çevreler yönetmenin sanatın bağımsızlığına yaptığı vurguyu desteklerken, bazıları ise İran’daki siyasi ortam nedeniyle eleştirilerini sürdürüyor.
